Veteriner terimleri sözlüğü çalışmalarımızda sıklıkla ihtiyaç duyduğumuz terim ve kısaltmaları içeriyor. İhtiyaç halinde başvurabileceğimiz kaynaklar arasında olması için terminoloji‘ye yeni terimler eklendikçe sözlük güncellenecektir. Bulmak istediğiniz terimi arama kutucuğuna yazarak arama yapabilirsiniz. Doğru yazılışından emin olmadığınız terimlerin bir kısmını yazmanız eşleşen sonuçları getirecektir.
Terim | Açıklama |
---|---|
Enfeksiyon | Bir mikroorganizmanın vücuda girmesi, kolonize olması, ona karşı antikorların şekillenmesi ve fakat klinik bulguların olmasının gerekmediği durum. |
Enteritis | Barsak yangısı. |
Asidosis | Kanda veya herhangi bir sıvıda asitliği sağlayan kimyasal maddelerin artışı. |
Spondilitis | Omur eklemi yangısı, omurga iltihabı. |
Sinovitis | Eklemin sinovyal zarının yangısı. Yangıyla ilgili ödeme bağlı dalgalanma gösteren şişkinlikle belirgindir. Eklem iltihabı. |
Tortikollis | Boynun bir yana çarpık kalması, çarpık boyunluluk. |
Covid-19 | Tek zincirli, pozitif polariteli, zarflı RNA virüsü. SARS-CoV-2 Enfeksiyonu |
Artritis | Eklem yangısı. |
Metastaz | Bir hastalığın bir organdan diğerine kan veya lenf yolu ile taşınması. Yayılım, sıçrama. |
Septisemi | Kanda mikroorganizmaların bulunması ile oluşan hastalık tablosu. |
Konjestiyon | Kan toplanması, göllenme. |
Toksemi | Kana karışan toksinlerle meydana gelen kan zehirlenmesi. |
Koronavirüs (CoV) | Tek zincirli, pozitif polariteli, zarflı RNA virüsü. |
Corona | Taç, çelenk. 2. Taç veya çelenge benzeyen yapı. |
Bipolar | İki kutuplu görünüm. |
Kolostrum | Doğumdan sonra meme bezi tarafından salgılanan ve maternal antikor adı verilen bireyi doğumdan hemen sonra enfeksiyonlardan koruyan maddeleri içeren, sütün modifiye şekli. |
Patojen | Hastalık yapma yetisindeki mikroorganizma. |
Fakültatif anaerob | Oksijenin hem bulunduğu hem de bulunmadığı ortamlarda üreyebilen. |
Fakültatif patojen | Konakçı direnci kırıldığında hastalık oluşturan. |
Pektoral | Göğüs bölgesine ait. |
Predispoze | Hastalık durumunu hazırlayan. |
Plörezi | Plöra yangısı |
Veneral | Çiftleşme yolu ile bulaşma |
İnkubasyon süresi | Bir hastalık etkeninin vücuda girmesi ile hastalık tablosunun ortaya çıkması arasındaki süre. |
X faktörü | Hemin özelliğinde büyüme faktörü. |
V faktörü | Koenzim yapısında büyüme faktörü |
Bronkopnömoni | Bronş ve akciğerlerin birlikte yangısı |
Antibiyogram | Bakterilerin duyarlı olduğu antibiyotikleri ortaya koyan test |
Reaktör | Taşıyıcı |
Anterior | Ön tarafta bulunan |
Peteşi (Peteşial) | Noktalar halinde kanama |
İnfertilite | Kısırlık |
İnaktif | Cansız |
Neonatal | Yeni doğanlarla ilgili |
Sporadik | Tek tük vakalar halinde |
Kotiledon | Yavru zarlarıyla uterus'un bağlantı yerleri. |
Uterus | Döl yatağı |
İzolasyon | Hastalık etkeninin ayrılması |
İdentifikasyon | Hastalık etkeninin kimliğinin tespiti. |
Asidorezistan | Aside dayanıklı |
Pleurizi | Pleuza iltihaplanması |
Genital | Cinsel organa ait |
PPLO | Pleuro-pneumoniae benzeri organizma |
Larenks | Gırtlak |
Kareöz | Kazefiye olmuş. |
Kalseröz | Kalsifiye olmuş. |
PPD | Purifiye (saflaştırılmış) protein derivandı türevi. |
Ekzotoksin | Mikroorganizmanın salgıladığı toksin |
Kronik diyare | Süregen ishal |
Formalin | %40'lık formaldehit. |
Apopleksi | Felç, inme. |
Asfeksi | Solunum durması, boğulma |
Ekimoz | Kan damarlarının yırtılmasından dolayı, kanın deri altında toplanması ve bu yüzden o kısmın renginin mor renk alması. |
Hiperemi | Bir bölgeye kan hücumu. |
İnsidens | Bir hastalığın belli zaman aralığında belli bir populasyonda görülme sıklığı ve oranı. |
Konvulsiyon/ Konvulziyon | Çırpınma. İskelet kaslarının istek dışında olan şiddetli ve seri halde spazmları. |
Pustuler | Sivilceli |
Putrefikasyon | Kokuşma, çürüme. |
Siyanoz | Deri ve mukozaların morarması. |
Paraliz | Felç. |
Farenk/ Farenks | Yutak. |
Nekrotik | Nekroze olmuş. |
Nekroz | Doku çürümesi. |
Nörotoksin | Sinirleri etkileyen toksin |
Spazm | Genellikle iskelet kaslarında ve düz kaslarda oluşan kas veya kas gruplarının istemsiz kasılması. |
Spazmodik | Kısıcı |
Kontraksiyon | Gerilme |
Terminal | Uç |
Terbolabil | Isıya dayanıksız. |
Letal | Öldürücü. |
Palpasyon | Elle muayene. |
Krepitasyon | Çıtırtı. |
İnfiltrasyon | Doku arasına sızma. |
Ensizyon | Yarım. |
İntoksikasyon | Zehirleme. |
Alimenter | Sindirim sistemi yolu ile. |
Submukoza | Mukoza altı. |
Enterotoksemik | Barsak yolu ile zehirleme. |
Enzootik | Yerel karakterde. |
Hemoroji | Kanama. |
Hemolitik | Kan eritici. |
Kondisyon | Beslenme durumuna göre vücut yapısı. |
İnfarktus | Bir bölgeyi besleyen kan damarının tıkanması sonucu o bölgede nekroz oluşması. |
İkterus | Sarılık. |
Hemoglobinuri | İdrarla hemoglobin çıkması. |
Hematuri | Kan işeme. |
İnvazyon | İstila. |
Kongulasyon | Pıhtılaşma. |
Cerahat | Alyuvarlar, bakteri ve yıkılmış doku kalıntıları gibi iltihap ürünlerini kapsayan doku sıvısı, irin, yara. |
Piyogen | Cerahat yapıcı. |
Purulent | Cerahatlı. |
Oral | Ağız yoluyla. |
Parenteral | Ağız dışındaki yollarlar, haricen. |
Prograsif | İlerleyici. |
İnterdijital | Tırnaklararası. |
Epidermis | Üst deri. |
Mobidite | Hastalığa yakalanma oranı. |
Spektrum | Kapsam genişliği. |
Aerobik üreme | Oksijen bulunan ortamda üreme. |
Abortus | Gebelerde yavru atımı. |
Mastitis | Meme yangısı. |
Anoreksiya | İştahsızlık. |
Lakrimasyon | Gözyaşı akıntısı. |
Keratitis | Gözün kornea tabakasının yangısı. |
Konjuktvitis | Göz konjuktivalarının yangısı. |
Hiperimmun Serum | Belli bir mikroorganizmaya karşı içinde bol miktarda antikor içeren serum. |
Artritis | Eklem yangısı. |
Panoftalmi | Gözün bütün tabakalarının yangısı. |
Perikarditis | Perikard iltihabı. |
Perikard | Kalbin dış zarı. |
Perihepatitis | Karaciğer çevresi iltihabı. |
Miyokart | Kalp kası. |
Ekzantema | Deri üzerindeki kızartı, leke ve kabarcıklar. Exanthema |
Antemortem | Ölümden önce. |
CPE | Virus çoğalması veya virus komponentlerinin sentezlenmesi sonucu çok defa hassas hücre kültürü sistemi içinde meydana gelen morfolojik hücre bozuklukları. |
Fotofobi | Işıktan korkma. |
Hiperkeratoz | Derinin kornea tabakasının aşırı derecede büyümesi. |
Lökosit | Akyuvar. |
Morbidite | Bir populasyonda hasta olanların tüm populasyona oranı. |
Mortalite | Bir populasyon içinde ölenlerin tüm populasyona oranı. |
Patognomonotik | Bir hastalığın özel belirtisi. |
Pleomorfik | Birçok değişik şekiller gösteren. |
Post mortem | Ölümden sonra. |
Balanopostitis | Penis ve kılıfının birlikte yangısı. |
Coital | Çiftleşme ile ilgili. |
Hemagutinasyon | Viral hemaglitinasyon anlamındadır. Virus tarafından alyuvarların çöktürülmesi |
Hemaglutinasyon inhibisyon | Alyuvar çöküşünün spesifik antikorlar tarafından engellenmesi. |
Kontaminasyon | Bir yerin veya materyalin mikropla bulaşık hale gelmesi. |
Rinotraheitis | Burun ve soluk borusunun birlikte yangısı. |
Vulvovaginitis | Döl yatağı ve vagina'nın birlikte yangısı. |
Mukoza | Boşluklu organların (barsak gibi) iç yüzeyini kaplayan hücreler dizisine verilen |
Papul | Epitel hücresi çoğalmasıyla deri ve mukozada oluşan çıkıntılı kabarıklar |
Proliferatif | Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla karakterize. |
Pustül | İçinde sıvı bulunan vezikül. |
Vezikül | İçinde sıvı bulunan epitel keseler. Kabarcık. |
Epitel | Tek veya çok hücreden oluşan, vücudun bütün dış ve iç yüzeylerini kaplayan doku, epitelyum. Deri ve mukoza yüzeylerini örten hücrelerin oluşturduğu tabaka. |
Allotriofaji | Yenilmez şeylere karşı duyulan anormal iştah. |
Hidrofobi | Sudan korkma. |
Konstipasyon | Kabızlık. |
Negri Cisimciği | Ganglion hücrelerinin sitoplazmalarındaki tipik inkluzyon cisimcikleri. |
Paralizi | Genel felç. |
Parezi | Kısmi felç. |
Tenesmus | Ağrılı işeme. |
Virion | Olgun virus partikülü |
In vitro | Laboratuvar koşullarında. Canlılarla ilgili biyokimyasal işlemlerin yapay ortamda yapılması. |
In vivo | Canlı vücudunda. |
Afinite | Yakınlık, meyil. |
Sitopatik etki | Virusların hücre kültürlerinde oluşturduğu değişiklik. |
Kloakal aşılama | Kloakaya bir fırça yardımı ile aşı materyalinin sürülmesi. |
Folikül aşılama | Kanat tüylerinden birkaç tenesinin koparılarak bu bölgeye aşı materyalinin sürülmesi. |
lntraokuler aşılama | Göze damlatma tarzında aşılama. |
Muskuler tremor | Kaslarda titreme. |
Lenfoproliferatif | Lenfositlerin çoğalması ile karakterize durum. |
Bursa fabricius | Kanatlılarda klokanın hemen üzerinde bulunan ve humoral bağışıklıktan sorumlu organ. |
Attenue | Zayıflatılmış. |
Polivalan aşı | Birden fazla virüs suşunu içeren aşı. |
Vertikal bulaşma | Yumurta yolu ile anneden yavruya bulaşma. |
Lateral bulaşma | Sürü içinde bulunan hayvanlar arasındaki bulaşma. |
Addison Hastalığı | Böbrek üstü bezlerinin salgılama yetersizliğinden kaynaklanan hastalık. |
Aerob | Yaşayabilmesi ve üreyebilmesi için serbest oksijenin bulunduğu ortamlara gereksinim duyan organizma. |
Akciğer Ödemi | Akciğerdeki toplardamarların içerisindeki baskının aşırı bir biçimde yükselerek, aşırı miktarda kanın, bu toplardamarları parçalayarak alveoller (hava kesecikleri) içerisine girmesi. |
Amphibia | Hem suda hem karada yaşayabilen, ve bütün dört bacaklı omurgalıları içeren hayvanlar alemi sınıfı. Ayrıca iki yaşayışlılar, amfibiler ya da amfibyumlar olarak da bilinirler. |
Anabolik | Metabolizmanın yapım reaksiyonları. Vücutta protein sentezinin artması ve bu etkiye bağlı olarak kas kitlesinin artması. |
Anaerob | Gelişmesi için solunumda oksijen (hava) olmaması gereken ortam. |
Apnöstik merkez | İnspirasyonun (nefes alma) devam etmesini sağlayan merkez. |
Asthma (Astım) | Solunum yollarının, aşırı derecede duyarlı olması ve bazı etkenlerle zaman zaman daralması durumu. |
Asit | Suyla hidrojen iyopları üreten hidrojen bileşimleri. |
Atrofi | Dokunun büzülmesi, küçülmesi. |
Bazal Metabolizma | Canlının tam dinlenme sırasında kas hareketi yapmadan, vücuttaki canlılık olaylarının sürmesi için gereken enerjiyi sağlayan metabolizma. |
Cushing sendromu | Kortizol hormonunun olağanın üstünde bir düzeyde olduğu durumlarda ortaya çıkan belirtiler bütünü. |
Dehidrasyon | Bir canlının vücudunda aşırı su kaybı oluşması. Halsizlik, buna bağlı olarak sürekli uyuma isteği, tansiyon düşmesi ve vücut direncinin azalması gibi sonuçları vardır. |
Diyabetajenik | Diyabet (şeker hastalığı) oluşturan. Farmakolojik yöntemler arasında streptozotosin ve alloksan en çok kullanılan diyahetojenik ajanlardır. |
Ekzokrin | Dış salgı yapan, salgısını kanal aracılığıyla belli bir organ boşluğuna veya vücut dışına boşaltan. |
Elekrolit denge | Hücre içi ve dışı sıvısındaki madensel iyonların eşit yoğunlukta bulunması. |
Emphysema (Amfizem) | Alveollerin esnekliklerini kaybettikleri, aşırı derecede gerilip uzadıkları ve yırtıldıklan zaman meydana gelen durum. |
Endokrin | İç salgı anlamında. Yunanca endo (içinde) ve krinein (salgılama) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelir. |
Endotel | Dolaşım sisteminin tüm yapılarının (kalp boşlukları, kılcal ve toplardamarlar ile lenf damarları) iç yüzünü örten, tek sıra yassı hücrelerden oluşmuş çok ince katman. |
Ensefalitis | Beyin dokusunda meydana gelen yangı durumu, beyin iltihabı. |
Enzim | Bir kimyasal tepkimeye sebep olan ve tepkimenin hızını arttıran ve çoğuunlukla protein yapısında olan organik madde. |
Fagositoz | Hayvansal hücrelerin katı besin maddelerini, vezikül oluşturacak biçimde, sitoplazmalarına almaları. Hücre yemesi. |
Farmakoloji | Canlı organizmadaki (deney hayvanı ve insan) ilaç etkilerini ve canlı organizmaya alınan ilaçların yapısını inceleyen bir bilim dalı. |
Fasikül | Sinir, kas ve kollajen lifler gibi uzun yapıların bir araya gelmesiyle oluşan ve çıplak gözle ya da mikroskopla görülebilen, iğcik ve demet şeklinde yayılan anatomik yapı. |
Fermantasyon | Bir maddenin bakteriler, mantarlar ve diğer mikroorganizmalar aracılığıyla, oksijenin olmadığı durumlarda, genellikle ısı vererek ve köpürerek kimyasal olarak çürümesi olayı. (Glikoz yoluyla ATP enerji) üretimini sağlayan en önemli biyokimyasal süreçtir.) |
Flament | İplik şeklinde ince uzantı, lif şeklinde ince uzun oluşum, iplikçik |
Filiform (papilla) | Dilin uç kısmında ipliksi veya lifsi papil (çıkıntı). |
Folikül | İçinde yumurta hücresini barındıran ve onu besleyip koruyan keseciğe verilen isim. |
Fungiform (papilla) | Dilin yan ve uç kısımlarında yerleşen, tat alma fonksiyonu olmayan, mantar şekilde papil (çıkıntı). |
Glikolitik (yol) | Glikozdan başlayarak pirüvik aside kadar devam eden reaksiyon serisi. |
Glikoprotein | Şeker ve aminoasitlerden oluşmuş organik moleküller için kullanılan genel terim. Çoğunluğu protein olan bileşiklerin karbonhidratlarla oluşturduğu kompleks. |
Gonad | Üreme hücrelerini meydana getiren üreme organları. Yumurtalık ya da testis. Üreme hücrelerinin üretildiği organlar. |
Gonadal | Yumurtalık ile ilgili. |
Granüloza hücresi | Folikülü çevreleyen ve yumurtlamadan sonra luteal hücrelere dönüşen hücre katmanı. |
Hidrofilik | Bir molekülün hidrojen bağları kurarak suya bağlanabilme özelliği. Yunanca hidros (su) ve filia (arkadaşlık) sözcüklerinden türetilmiştir. |
Hipokalsemi | Kanda kalsiyum düzeyinin düşmesi. |
Homeostasis | Yaşam için en uygun koşulları uyum sağlamak üzere hücre içi ve dışı sıvıların organizma tarafından sabit ve dengede tutulması. |
İmmunoglobulin | Vücudun hastalıklarn karşı savunmasında çok önemli göreve sahip olan, kanda bulunan proteinler. |
İmmünohistokimyasal | Antijen-antikor reaksiyonlarından yararlanarak, immunofloresans ya da immunperoksidaz yöntemleri kullanılarak yapılan, tanı ya da araştırmaya yönelik mikroskopik çalışmaları niteleyen sıfat. |
İmmunostimülan | Bağışıklık uyaranı. |
İntrinsik faktör | Midedeki pariyetal hücreler tarnfından salgılanan, B12 vitamini emilimi için gerekli glikoprotein. |
Kardiyoregülatör | Kalp ve damar sistemi üzerinde düzenleyici görev yapan. |
Katekolamin | Sinir uyarılarının iletilmesinde görev alan, sempatik sistemin uyarılmasını sağlayan ve biyolojik etkinliği olan maddeler. Epinefrin, norepinefrin, dopamin. |
Kızgınlık Döngüsü | Üreme kanallarında morfolojik değişiklikler ve bazı davranış değişikliklerine yol açan hormonal olaylar serisi. |
Korteks | Bir organ ya da yapının dış tabakası. |
Kristaloit | Bir sıvı içinde kolayca dağılan, doku membranlarından kolayca geçen ve kristalize olabilen. |
Kuluçka | Bir kuşun embriyosunun yumurta içerisinde belli bir sıcaklıkta ve belli bir sürede gelişme dönemi. |
Lipofillk | Yağı seven, yağa benzeyen ve yağ özelliği gösteren. |
Lipolitik | Lipit ve lipit türevlerini parçalayabilme özelliği. |
Lipoprotein | Hem protein hem lipitlerden oluşan biyokimyasal bileşimler. |
Lumen | Kan damarları ve içi boş orgartların içindeki boşluk. |
Makrofaj | Kan dokusundaki monositlerden farklılaşarak oluşan, mikroorganizmaları fagosite edip (yiyip) yok eden hücre. |
Mammotrop (Laktotrop) Hücreler | Hipofiz ön lobunda bulunan, prolaktin salgılayan hücrelere verilen ad. |
Mekik İplikçikleri | Hücre bölünmesi sırasında, hücrenin ortasına doğru mekik şeklinde oluşan ipliksi yapı. |
Mineral madde | Doğal şekilde oluşan, homojen, belirli kimyasal bileşime sahip ve belirli bir kristal ÖZ yaplıarı olan inorganik kristalleşmiş katı cisim. |
Mitoz Bölünme | Hücre çekirdeğindeki kromozomun kendi kopyasını oluşturarak iki eş hücre oluşturması süreci. |
Nöroendokrin | Sinir sistemi ve iç salgı bezlerle ilgili olan. |
Nöromüsküler | Sinir sistemi ve kas ile ilgili oJan. |
Nötrleşme | Herhangi bir asitle herhangi bir bazın tepkimeye girerek tuz ve su oluşturma işlemi. |
Oosit | İnsan ve memeli hayvanlarda dişi üreme hücresi (yumurta). |
Osteoklasi | Kemik dokusunu emilime uğrayabilen ve ortadan kaldıran bir çeşit kemik hücresi. |
Osteomalasi | Kemikleşmedeki bir bozukluk nedeniyle, kemiklerin sertlik ve dayanıklılıklarımn kaybolması. |
Patoloji | Yunanca pathos (hastalık) ve logos (bilim) kelimelerinden oluşan ve hastalıkların bilimsel yönden incelenmesi anlamında kullanılan sözcük. |
Permeabilite | Bir zarı, belli maddeleri geçirebilme yeteneği. |
Plasenta | Anne ve cenine (yavruya) ait iki dolaşım sistemini birbirinden ayıran bir organ. Anne ve bebek arasında beslenme ve madde alış verişini sağlayan organ. Yavru zarları. |
Pneumoni | Bakteri, virüs ve nadiren parazitlerin neden olduğu akciger enfeksiyonu, zatürre. |
Pnömotaksik Merkez | Apnöstik merkezi inhibe eden ve inspirasyonu (nefes alma) baskılayan merkez. |
Polarite | Bir elektrik üretecinin kutuplarını birbirinden ayırt etmeyi sağlayan nitelik. |
Polipeptid Zinciri | 10 ile 100 arasında aminoasit içeren aminoasitler zinciri. |
Primer Aldosteronizm | Böbrek üstü bezi korteksinde, genellikle tümöre bağlı, aşırı miktarda aldosteron salgılanımı (Conn sendromu). |
Proliferasyon | Hücre sayılarının hızla artması. |
Prostat | Erkeklerde, boşaltım sisteminin sonunda, mesane ve dış idrar kanalı arasında bulunan, kestaneye benzeyen ve meninin sıvı kısmının oluşturulmasına yardımcı bir organ. |
Protoporfirin | Birbirlerine metil köprüleriyle bağlı 4 pirol halkasından oluşmuş porfirin türevi. Demir içeren protoporfirin "hem" olarak bilinir. |
Psikofizyoloji | Kişiler arası ve çevresel ilişkileri düzenleyen psikolojik davranış biçimleri ile fizyolojik süreçler arnsındaki ilişkileri inceleyen psikoloji dalı. |
Puberte | Ergenlik, buluğ çağı. |
Radyoloji | X ışınları ve diğer görüntüleme yöntemlerinin tıpta tanı ve tedavi amacıyla kullanılması. |
Raşitizm | Çoğunlukla çocuklarda görülen, D vitamini eksikliğine bağlı olan kemik hastalığı. |
Refleks | Vücudun dışandan gelen ışık ses gibi bir uyarıda ani ve hızlı bir hareketle tepki göstermesi. |
Retiküler Formasyon | Beyin sapı orta bölgesinde bulunan sinir yumağı içeren bir ağ. |
Saccus Viteliinus | Embriyonun gelişme ve büyüme sürecinde kullanacağı besinleri içeren kesecik (Vitellus kesesi). |
Salisilat | Renksiz, kristal yapıdaki bir organik asit, salisilik asit tuzu. |
Semen | Testis ve yardımcı bezler tarafından salgılanan sıvı. Meni. |
Sentez | Birden fazla maddenin kimyasal bir olayda kendi özelliklerini kaybedip, yeni özellikte bir madde meydana getirmeleri özelliği. |
Sirkumvalat (papilla) | Dilin arkasına yeşleşmiş acı ve ekşiden sorumlu papil (çıkıntı). |
Sitoloji | Hücrelerin fizyolojisini, yapısını, içerrdiği organelleri, bulunduğu ortamla olan ilişkisini, yaşam döngüsünü, bölünmesini ve ölümünü inceleyen bir bilim dalı. |
Şilomikron | İnce bağırsağın emici hücreleri tarafından oluşturulan büyük ebatlı lipoproteinler. |
Üre | Azotlu besinlerin vücutta yanmasıyla meydana gelen ve erimiş bir halde idrarda bulunan, idrarla dışarı atılan madde. |
Vazomotor | Kan damarlarının duvarlarındaki kaslara gelen, damarların genişleyip daralmasını sağlayan sinirler. |
Volüm | Hacim, miktar. |
Yapağı | ilkbaharda kırkılan koyun tüyü, yapak. |
Zigot | Biri anne ve biri babadan gelen iki üreme hücresinin birleşmesi sonucu oluşan diploid hücre. |
Anot | Artı (+) yüklü iletken uç. |
Asidik | Tepkimelerde H+ iyonu verebilen moleküllerdir. Asidik sıvılann pH'ı 7'den düşüktür. |
Baz | Nükleik asitlerin (DNA ya da RNA) yapısında yer alan azotlu bileşiklerdir. Bunlardan adenin ve guanin çift halkalı olan pürinler sınıfında sitozin, timin ve urasil ise tek halkalı olan pirimidinler sınıfında yer almaktadır. |
Fenotip | Bir canlının hem genetik (genotip) hem de dış etkenlerin etkisiyle (çevre) ortaya çıkan yapısal, gelişimsel, biyokimyasal ve fizyolojik özelllklerinin tümüdür. Yine genotipte olduğu tek bir karakter açısından fenotip olarak ifade edilir. |
Fertilizasyon | Erkek ve dişi gametlerin bir araya gelmesi. |
Flow Cytometry | Hücre ve kromozom gibi mikroskobik parçacıkların tanımlanması ve sayılması amacıyla kullanılan laser ve elektrik donanımlı alet. |
Belirteç (marker) | Genom üzerindeki yeri ve işlevi bilinen, ancak başka bir bölgenin belirlenmesi ya da tür, ırk veya birey ayrımlarının yapılmasında kullanılan genom DNA bölgeleridir. Belirteçler özellikle gen haritalarında, birey ayırımında ya da popülasyon çalışmalarında kullanılmaktadır. |
Gen | DNA iplikçikleri üzerinde bir molekül RNA sentezlenmesiyle oluşan yapılar. Kalıtımın temel birimidir. Kalıtım materyallerinde depolanan bilgi gen adı verilen birimlerce düzenlenir. |
Biyomedikal | Tıpta tanı ve tedavi amacıyla araç ve gereçlerin üretimi, tasarımı ve iletişimi ile ilgilenen mühendislik dalı. |
Cryptorchidism | Testis torbasında testislerin tek veya çift taraflı olarak bulunmaması durumu. |
Dimer | İki molekülün birbirine bağlanarak daha büyük bir makromolekül oluşturması. |
Diploit | Bir türe özgü iki tam haploit kromozom setine sahip olma durumu. |
DNA | Fosfat, şeker ve bazlardan oluşan ve deoksiribonükleik asitin kısaltması olan DNA, canlının tüm genetik talimatlarını taşımaktadır. Tüm organizmalar ve bazı virüsler için kalıtım materyalidir. |
Don | Hayvanlarda kıl ve derinin rengini ifade etmek amacıyla kullanılan terim. |
Eksonükleaz | DNA moleküllerini 5'-3' ya da 3'-5' yönünde hidrolize eden enzim. |
Ekstrasellüler | Hücre dışı. |
Embriyo | Yumurta ve sperm hücrelerinin birleşmesiyle oluşan zigotun bölünmeler geçirmeye başlamasıyla eriştiği gelişim basamağı. Döllenmiş yumurta hücresinin, ardı ardına mitoz bölünme geçirmesiyle oluşan. |
Epigenetik | Genomda kodlanan genetik bilginin dış faktörlerle fenotipe farklı yansıması. Örnek olarak gende çeşitli bölgelere metil (CH3) eklenerek ifade edilmesinin engellenmesi. |
Eradikasyon | Bir hastalığın ortadan kaldırılması, yok edilmesi. |
Genom | Canlıların en temel birimi olan hücredeki özelliklerin ortaya çıkarılmasında kullanılan genetik bilginin tamamı. Bir canlının kromozomlarındaki genlerin tümü. |
Genotip | Bir canlıya ebeveynlerinden aktarılan kalıtım materyalindeki genleri ifade etmektedir ve belirli bir karakter yönünden genotip olarak ifade edilir. |
Gonozom | Cinsiyetle ilgili X ve Y kromozomları. |
Hemozigoti | Bir genin allellinin bulunmaması durumudur. Memelilerde X kromozomu üzerindeki bir genin Y kromozomunda, kanatlılarda ise Z kromozomunda bulunan bir allelin W kromozomunda bulunmaması gibi. |
Hemolitik Sarıllık | Farklı kan gruplarına sahip olan tay ve yavruda anne kanında oluşan antikorun tay tarafından anne sütü ile alınması ve yavruda bulunan karşı antijenler ile reaksiyona girip sarılık oluşturması. |
Hermafrodit | Hem erkek hem de dişi organı üzerinde bulunduran canlı anlamına gelmektedir. |
Hidrofobik | Kimyasal yapısı nedeniyle suda çözünmeyen ve kendisi gibi moleküllerle hidrofobik etkileşimler sayesinde bir arada kalabilen moleküle verilen isim. |
Homolog kromozom | Diploit bir organizmada morfolojik olarak birbirinin aynı olan kromozomlar. |
İnfertil | Üreme yeteneği zayıf, dölverme yetisini kaybetmiş birey. |
iyonize edici radyasyon | Temas ettiği molekülün atomlarından elektron koparmaya yetecek kadar yüksek enerjiye sahip radyasyon. |
İzotip | Fenotipik olarak birbiriyle aynı özellikleri taşıyan, birbirine tıpatıp benzeyen fertlere izotip fertler denilmektedir. Eştiplilik. |
Kan grubu faktörü | Antijenik belirleyici. |
Karyotipleme | Bir hücredeki kromozomların, homolog eşleriyle yan yana getirilerek belli bir düzene göre sıralanması. |
Kastrasyon | Erkek hayvanın kısır hale getirilmesi istenmeyen tozlaşmayı engellemek amacıyla, başçıklann veya erkek organların çiçek tozu-polen saçacak duruma gelmeden önce çeşitli yöntemler kullanılarak kesilip uzaklaştınlması. |
Katod | Eksi (-) yüklü iletken uç. |
Kendileşme | Aynı bitkinin erkek ve dişi organlan arasında meydana gelen tozlaşma. Kendileşme sonucu, ebeveyne çok büyük oranda benzeyen saf döller meydana gelmektedir. |
Kısrak | Dişi at. |
Klonlama | Yetişkin bir canlıdan alınan hücre çekirdeğinin, hücre çekirdeği çıkartılmış bir embriyo hücresine aktarılmasıyla verici canlının kopyalanması işlemi. |
Kolloidal | Bakıldığında veya mikroskopla incelendiğinde homojen görünen ancak bekletildiğinde kendini oluşturan fazlara ayrılan sıvılar. Jelatinimsi. |
Komplementer dizi | Bir DNA iplikçiğinin bazları karşısına hidrojen bağları kurularak sentezlenen ya da eklenen özgül dizi. |
Kromozom | Canlılarda kalıtımı sağlayan ve genleri taşıyan moleküler yapılar. |
Maternal | Anne kaynaklı, anneden geçen. |
Matriks | Mitokondri içerisindeki plazma. |
Melezleme | Aynı tür içerisinde, farklı karakter özelliklerine sahip bireyler arasında yapılan birleştirmeler. |
Metabolizma | Canlı organizmada veya canlı hücrelerde hareketi, enerjiyi sağlamak için oluşan, biyolojik ve kimyasal değişimlerin bütünü. |
Mismatch | Bazlar arasındaki yanlış eşleşme. |
Monohibrit çaprazlama | İki farklı gametin, tek bir kalıtsal karakter yönünden birbiriyle çaprazlanma olayı. |
Morfogenez | Bir canlının gelişmesi sırasında büyüme ve hücre farklılaşması ile özel şeklini alması. |
Mutagenezis | Mutasyon oluşumu. |
Mutant | DNA'sında normal dışı deglşiklik olan, mutasyona uğrayan. |
Nicel karakter | Boy, ağırlık, verim özellikleri gibi populasyondaki bireyler arasında oldukça farklı değerler alabilen ve ölçümlerle anlaşılabilen karakterler. |
Nitel karakter | Renk, şekil gibi daha çok gözle görülebilir olan ve populasyondaki bireyler arasında çok farklı sınıflar oluşturmayan özellikler. |
Nükleotid | Beş karbonlu şeker (pentoz), bir fosfat ve bir azotlu organik bazdan oluşan bir bileşik. |
Okazaki parçaları | DNA'nın kesintili ipliğini oluşturmak üzere birbirine bağlanan kısa yeni sentezleşmiş DNA parçaları. |
Oligonükleotit | Kısa bir polinükleotit zinciri oluşturmak için bir araya gelmiş birkaç nükleotitten oluşan DNA dizisi. |
Ondülasyon | Bir kılda görülen kıvrım sayısı (kıvrım sayısı/kıl uzunluğu) |
Otosexing | Otomatik olarak cinsiyetin belirlenmesi. Z kromozomu üzerinde taşınan renk gibi bazı özelliklerden yararlanarak cinsiyetin belirlenmesi olayı. |
Paternal | Baba kaynaklı, babadan gelen. |
Piperidin | Proteinlerin yıkımlanması sonucu oluşan amin bileşiğidir ve kırılmalara yol açar. |
Plazma membranı | Hücre membranı. |
Polimeraz zincir reaksiyonu | Kalıp DNA'da istenilen bir bölgenin bazı kimyasallar ve özel sıcaklık koşullan altında laboratuar ortamında çoğaltılması işlemi. |
Polimerizasyon | Küçük moleküllerin birleşerek, genellikle büyük molekül ağırlıkta bir bileşik oluşturması işlemi. |
Populasyon | Belli bir bölgede yaşayan aynı türe ait bireylerin tümü. Her türlü canlı varlığın sayısal olarak yoğunluğu ve dağılımı. |
Prob | 20-1OO nükleotid uzunluğundaki DNA parçaları. Genellikle floresan boyalarla işaretlenerek bir reaksiyonun oluşumunu kontrol için kullanılırlar. |
Pronükleus (pronüklei) | Döllenme aşamasında sperm yumurta içine girdikten sonra ancak sperm ve yumurtanın sahip oldugu çekirdeğe verilen isim. |
Protoloplazma | Hücre içerisindeki sitoplazma ve organellerin tamamı. |
Radyoaktif | Çekirdek bozunması yoluyla radyasyon ışını saçan madde. |
Rekombinant DNA | Doğada kendiliğinden oluşması mümkün olmayan, çogunlukla farklı biyolojik türlere ait DNA moleküllerinin, genetik mühendislik teknolojisiyle kesilip yeni birleşimler sonucu elde edilen DNA molekülüne verilen isimdir. |
Replikasyon | İki polinükleotitten oluşan heliksin replikasyon enzimleri yardımıyla açılarak DNA'nın kendini yarı korunumlu olarak eşlemesi işlemi, DNA'nın self duplikasyonu. |
Replikasyon çatalı | Atasal ipliklerinin birbirinden ayrıldığı ve yeni iki ipliğin sentezlenmeye başlandıgı DNA bölgesidir. |
RNA | Ribonükleik asitin kısalımasıdır. Bazı vürüsler için kalıtımın materyali olmakla beraber başlıca görevi tüm canlılarda DNA'dan protein üretimidir. |
Sendrom | Bir hastalığı karakterize eden, birbirleriyle ilişkisiz gibi görünen, aynı anda ortaya çıkarak tek bir olgu olarak kendilerini gösteren belirtiler bütünü. |
Servis periyodu | İneğin doğum yaptıktan sonra başlayıp tekrar gebe kalıncaya kadar geçen süre. |
Sfingomiyelin | Hayvansal hücre membranının ana bileşenlerinden biridir. |
Sinapsis | Hücre bölünmeleri sırasında başlangıçta kromozomların karşı karşıya gelip birleşmeleri. |
Tampon | Asit ve bazların bir araya gelerek oluşturdukları tuzdan oluşan, pH değişmesine direnç gösteren özel pH değerine sahip bir sistem veya çözelti, buffer. |
Tautomerler | Birbirine dönüşebilen, keto ve enol adlı benzer yapılardır. İki yapının birbirine göre farkı yalnızca karbonlar arası çift bağın ve alfa hidrojeninin yerinden kaynaklanmaktadır. |
Transformasyon | Bir karakteri belirleyen kalıtsal bilginin aktarımıyla yeni jenerasyonlarda bu karakter özelliklerinin görülmesi. |
Transkript | Transkripsiyon sonucu oluşan yeni ürün. |
Translasyon | DNA'dan RNA sentezlemesi olan transkripsiyon basamağından sonra gerçekleşen ve RNA'daki bilgiye göre protein aentezlenmesi basamağı. |
Üre döngüsü | Amonyağın, karaciğerde daha az toksik bir madde olan üreye çevrilerek kan yoluyla böbreğe gönderilmesidir. Böbrekten de idrar yoluyla vücuttan atılması sağlanır. |
Vasyasyon | Aynı türdeki canlılar arasında gözlenen genetik nedenli farklılık. Eğer farklılık çevre etkisinden kaynaklanıyorsa modifikasyon (paravaryasyon) adını alır. |
Viskozite | Sıvıların akıntıya karşı gösterdikleri direnç. |
Alimentasyon Suyu | Bir yerleşim yerindeki toplumun doğrudan ve dolaylı ihtiyaçlannın karşılanması için gereken kişi başı günlük su miktarı. |
Antibakteriyel | Bakterileri öldürmeden, üremelerini engelleme yöntemiyle çalışan kimyasallar. |
Antisepsi | Deri gibi canlı dokular üzerine uygulanan dezenfeksiyon işlemi. |
Antiseptik | Dezenfeksiyon işleminde genellikle canlı dokular üzerindeki dezenfeksiyonu sağlamak üzere kullanılan kimyasal maddeler. |
Bakteri | Gözle göıülmeyen, bölünerek hızla üreyen tek hücreli mikroorganizmalar. |
Besin Bulaşanları | Besinlerin üretimi veya servisi sürecinde, besine istenmeden bulaşan her türlü madde ve bileşikler. |
Besin | Vücudun gelişmesini sağlayan, yıpranan yerlerini onaran, ısı ve enerji kaynağı olan hayvansal ve bitkisel maddeler. |
Beta Propiolakton | Yapısında heterosiklik bir halka bulunan buhar durumunda antibakteriyel etkinlik gösteren keskin kokulu ve renksiz bir sıvı madde. |
Bina | Kendi başına kullanılabilen, üstü önülü, insanların içine girebilecekleri ve oturma, çalışma, eglenme veya dinlenmelerine yarayan hayvanların ve eşyaların korunmasını sağlayan yapılar. |
Bina Bakımı | Kullanıcılar için temiz, hijyenik, güvenli ve estetik onamlar oluşturulması ve bunun devam ettirilmesine yönelik her türlü etkinlik. |
Bulaşıcı Hastalık | Patojen mikroorganizmalar tarafından oluşturulan hastalık. |
Bulaşma (Kontaminasyon) | Bir mikrobun, hastalığın ya da bir bakteri veya virüsün diğer bir canlıya dağılması. |
Çapraz Bulaşma | Mikroorganizmaların kişilerden kişilere, kişilerden yüzeylere, yüzeylerden gıdalara ve gıdalardan kişilere taşınması işlemi. |
Dekontaminasyon | Bir eşyanın emniyetle kullanılmasını sağlamak için mikroorganizmaları uzaklaştıran veya yok eden işlem. |
Deri | Vücudun üzerini örten en dış örtü. |
Deterjan | Sadece gözle görünen kirleri yok eden temizlik maddesi. |
Dezenfeksiyon | Hastalık yapan ya da besinlere ve diğer maddelere zarar vererek bozulmalarına neden olan mikroorganizmaların, kimyasal ve fiziksel yöntem ve maddeler kullanılarak yok edilmesi veya üremelerinin sınırlandırılması işlemi. |
Dezenfektan | Mikroorganizmaları öldürücü güce sahip kimyasal bir maddedir. Kir ve yağ temizleyici özelliği yoktur. |
Dünya Sağlık Örgütü | insanların sağlık durumlarını iyileştirmek amacıyla, araştırma, insan gücü yetiştirme, hizmetleri halka sunma konularında ülkelere her türlü teknik ve parasal destek sağlamayı, dünyada sağlık politikaları ile ilgili ilkeleri belirleyerek ülkelere yol göstermeyi ilke edinen bir örgüt. |
Ekipman | Takım, donanım. |
Enfeksiyon | Hastalık etkeni mikroorganizmanın vücuda girişi ve yayılışı, patojen mikroorganizmaların neden olduğu bulaşıcı veya bulaşıcı olmayan hastalık. |
Etilen Oksit | Eter benzeri kokuya sahip, renksiz, su, alkol, eter ve birçok organik solventte eriyebilen yanıcı bir gaz. |
Filtre | Akışkan içindeki yabancı maddeleri ayıran süzgeç. |
Flora | Herhangi bir canlı veya organ üzerindeki mikroorganizmaların tümü. |
Gama Işını | Radyoaktif cisimler tarafından yayılan ve X ışınlarından daha kısa dalgalı olan ışınlar. |
Geçişme (ozmoz) | Bir sıvıyı tümüyle geçirmeyen bir zardan, ancak o sıvı içindeki kimi tür özdeciklerin geçmesi olayı. |
Gürültü | İnsan ve toplum üzerinde olumsuz etki yapan ve istenmeyen sesler. |
Güvenli Besin | Raf ömrü süresince fiziksel, kimyasal ve biyolojik risk taşımayan besinler. |
Halk Sağlığı | Organize edilmiş toplum çalışmaları sonunda çevre sağlığı koşullarını düzelterek, bireylere sağlık bilgisi vererek, bulaşıcı hastalıkları önleyerek, hastalıkların erken tanı ve koruyucu tedavisini sağlayarak, sağlık örgütleri kurarak, toplumsal çalışmaları her bireyin sağlığını sürdürecek bir yaşam düzeyini sağlayacak biçimde geliştirerek hastalıklardan korunmayı, yaşamın uzatılmasını, beden ve ruh sağlığı ile çalışma gücünün artırılmasını sağlayan bir bilim ve sanat. |
Hasta Bina Sendromu | Görünür hiçbir hastalık nedeni olmayan bir binada, kişilerin sadece binada geçirdikleri zamanla bağlantılı olarak sağlık ve konfor şikayetleri olmasına verilen isim. |
Hijyen | Birey ve toplumlarda sağlığın korunması, devam ettirilmesi ve yükseltilmesi için gerekli bilgileri ve uygulamaları kapsayan sağlığı koruma uygulamalarının tümü. |
Hipoklorit | Su ve gıda endüstrisinde dezenfektan olarak kullanılan, hipokloroz asidin (HCIO) kalsiyum veya sodyum tuzu. |
İnorganik | Canlılardan elde edilmeyen ve canlılarm yaşadığı çevrede bulunan karbondioksit, gibi maddeler. |
ISO | Ürün, hizmet ve sistem için çeşitli standartlar oluşturan, yayırılayan Uluslararası Standard Organizasyonu'nun kısaltması olarak kullanılır. |
Kalite Güvence Sistemi | Kalite sistemi içinde yürütülen ve gerektiğinde ürünün kaliteyle ilgili tüm gereklilikleri yerine getirdiğini gösteren tüm planlı ve sistematik faaliyetler. |
Kalite Yönetimi | Kalite politikasının, amaçlarını, sorumlulukları belirleyen ve bunları kalite sistemi içerisinde kalite planlaması, kalite kontrolü, kalite güvencesi ve kalitenin geliştirilmesi gibi yöntemlerle gerçekleştirmeye yönelik tüm yönetim faaliyetleri. |
Kalite | Bir ürünün belirli ihtiyaçları karşılamasıyla ilgili tüm özellikler. |
Kaza | Ölüme, hastalığa, yaralanmaya, hasara veya diger kayıplara sebebiyet veren istenmeyen olay. |
Kişisel Hijyen | Kişilerin kendi sağlığını korudukları ve devanı ettirdikleri öz bakım uygulamaları. |
Klima | insanların daha rahat ve verimli yaşaması amacıyla kapalı ortamların havasını sogutan, nemini alan, isteğe baglı olarak ısıtan toz ve partikülleri filtre eden cihaz. |
Kloroform | Renksiz, hoş kokulu, uçucu özelliği olan bir tür organik yağ çözücü. |
Kritik Kontrol Noktası | Kontrol uygulamalarıyla gıda güvenliğine yönelik tehlikeyi önleyebilen veya ortadan kaldırabilen ya da kabul edilebilir düzeye indirebilen işlem, basamak veya odak niteligindeki etkenler. |
Koliform Grubu Mikroorganizmalar | İnsan ve hayvan sindirim sisteminde, su ve toprakta bulunan bakteriler. |
Koruyucu Hekimlik | Bir kimsenin hastalıktan korunmak, kendisiyle ailesinin sağlığını korumak ve yükseltmek üzere başarmasından doğrudan doğruya sorumlu olduğu faaliyetler. |
Mikrobiyal | Mikropların sebep oldugu olay. |
Mikroorganizma | Gözle görülmeyen, mikroskop yardımı ile görülebilen (bakteriler, küfler, mayalar ve virüsler gibi) canlı. |
Mikron | Havada bulunan gözle görünür veya görülmez partiküllerin boyutlandırılmasında kullanılan ölçü birimidir. 1μm=0,001mm. |
Organik | Kökeni bitkisel ve hayvansal olan maddeler. |
Organizma | Yaşamsal işlevlerini devam ettirebilen herhangi bir canlı varlık. |
Partikül | Parçacık, zerre. |
Patojen | Vücuda alındığında hastalık meydana getiren mikroorganizmalar. |
Pestisit | Bitki ve hayvanları zararlılardan korumak için mücadele amacıyla kullanılan kimyasal ilaçlar, böcek zehri. |
pH | Potansiyel hidrojen demektir. Bir çözeltinin asitlik veya alkalilik derecesini tarif eden ölçü birimi. |
Potansiyel Riskli Besinler | Tehlikeli sıcaklık sınırları içerisinde (5-60 dereceler arası) bakterilerin çoğalmasına uygun olan ve bu nedenle besin zehirlenmesine yol açan besinler. |
Prosedür | Kaliteyi etkileyen bir veya daha fazla işi yöneten, gerçekleştiren, doğrulayan, gözden geçiren, ilgili bölüm ve personelin ilişkilerini, yetki ve sorumluluklarını ilgili iş ve aktivitelerde yeterli kontrolü sağlayacak kadar detayla tarif eden doküman. |
Proses | Kaynakları, girdileri çıktılara dönüştürmek için kullanılan her türlü faaliyettir. |
Radyasyon | Bir kaynaktan elektromanyetik dalga ya da hızlı parçacıklar demetinin yayınlanması. Işıma. |
Renk | Işığın cisimlere çarptıktan sonra yansıyarak gözümüzde bıraktığı etkiye denir. |
Risk | Tehlikenin açığa çıkma olasılığı ile bu nedenle meydana gelebilecek zarar, hasar veya yaralanmanın şiddet derecesinin önceden görülmesi. |
Sağlık | Hastalık ve sakatlığın olmaması yanında bedenen, ruhen ve toplumsal yönden tam bir iyilik durumu. |
Solüsyon | Çözelti. |
Spor | Bazı bakterilerin uygun olmayan çevre şartları karşısında kendilerini korumak amacıyla aldıkları uyku hali. |
Steril | Canlı mikroorganizmalardan ve virüslerden arındırılmış. |
Stres | Organizmanın ruhsal ve bedensel olarak zorlanması sonucu ortaya çıkan bedensel, zihinsel, psikolojik ve davranışsal rahatsızlıklar şeklinde ortaya çıkan durum. Baskı, gerilim. |
Su Hijyeni | İçme ve diğer işlerde kullanılacak suyun niteliklerini araştırarak sağlık koşullarına uygun olmasını sağlayan çalışmalar. |
Tasarım | Bir ürünün tamamının veya bir parçasının çizgi, şekil, renk, içim, doku, malzemenin esnekliği veya süslemesi gibi insan duyuları ile algılanabilen çeşitli unsur ve özelliklerin oluşturduğu görünüm. |
Taşıyıcı (Portör) | Hastalık etkeni mikroorganizmayı, kendisinde hastalık belirtileri oluşturmayacak şekilde barındıran ve böylece de bunun çevreye kontrolsüz olarak yayılmasına neden olan taşıyıcı insandır. |
Tİmol | Bakteri ve mantarlara karşı etkili olan ve koku giderici etkisi bulunan, antimikrobiyel özellİkte bir bileşik. |
Travma | Herhangi bir fiziksel etkenle oluşan yaralanma, incinme, zedelenme, yara, bere. |
Toksik | Zehirli madde. |
Toksin | Mikroorganizmaların hastalık yapıcı olan protein yapısındaki zehirli bileşikler. |
Ultraviyole | Dalga boyu insan gözünün görebildiği ışınlardan daha kısa ancak X ışınlarından daha uzun olan mor ötesi ışınlar. |
Virüs | Mikroorganizmalar içinde en küçük yapıya sahip olan su ve gıdalar aralığı ile bulaşarak hastalığa sebep olan canlılar. |
Yalıtım | Elektrik, se ve ısı akımını engelleme, izolasyon. |
X Işınları | Gözle görülmeyen, doğru çizgi halinde yayılan, mıknatısın etkisi altında kalmayan ışınlar. |
Absorbsiyon | Bir maddenin biyolojik membranlardan geçerek kan veya lenf dolaşımına girmesi, emilmesi. |
Adsorbsiyon | Bir maddenin adsorban bir maddenin molekülleri tarafından tutulması. |
Ajitasyon | Huzursuzluk, heyecanlılık, taşkınlık. |
Alkaloid | Amin grubu içeren bazik maddelerdir. Suda çözünmezler. Ancak tuzları suda çözünür. |
Amnezi | Hafıza kaybı |
Atuşman | Mukoza veya deriye yüzeye ilaç uygulama. |
Biyotransformasyon | İlaçların enzimlerin etkisi ile vücutta kimyasal değişikliklere uğraması. |
Defekasyon | Dışkı çıkarma. |
Dejenerasyon | Dokuların normal yapısının bozuk olması, fonksiyonlarını yapamaması. |
Dejenatif | Dejenerasyona ait. |
Dellryum | Çılgınlık. |
Deodoran | Koku giderici. |
Drog | Tedavi amacıyla kullanılan her türlü madde. |
Eksipiyan | İlaç yapımında kullanılan, etkinliği olmayan yardımcı maddeler. |
Endikasyon | Bir ilacın hangi hastalıklara ve hangi şekilde uygun olacağını bildirir. |
Eklampsi | Gebelerde plasentadan gelen zehirlerle olan ve bilinç kaybı da yapan hastalık. |
Ekspirasyon | Nefes verme. |
Enterit | Barsak iltihabı. |
Enürezis nokturna | Gece işemesi. |
Farmasötik şekil | Aktif maddenin eksipiyanlarla karıştırılarak insana kolayca uygulanabilen özel şekil, draje. |
Farmakope | İlaçların bileşimini ve hazırlama usullerini bildiren kitap. |
Fatal | Ölümcül |
Glikozid (Heterozid) | Yapısında şeker ve şeker olmayan bir aglikondan oluşan bitkisel kaynaklı etkin maddeler. |
Hipersensitive | Aşırı duyarlık. |
Hipertonik | Ozmotik basıncı kanın ozmotik basıncından daha yüksek olan. |
İtrah | Vücuttan atılma. |
İdrar retansiyonu | İdrarın birikip kalması. |
İmpotens | Cinsel iktidarsızlık |
İnspirasyon | Nefes alma. |
İnert | Farmakolojik etkisi olmayan |
İnsekt | Böcek. |
İnsektisid | Böcek öldürücü. |
İnsizyon | Kesik, yara. |
İrritan | Tahriş edici. |
İrritabilite | Hafif uyarılara karşı şiddetli cevap verme. |
İnterferonlar | Glikoprotein yapılı endojen maddelerdir. RNA ve DNA vüruslerinin istilaettiği memeli hücreleri tarafından hazırlanır, diğer viruslerinde gelişme ve çoğalmasını inhibe ederler. |
İzotonik | Kan ile aynı ozmotik basınçta olan |
Jerminal | Tohuma ait. |
Kalevi | Alkali, bazik. |
Kalitatif | Nitel. |
Kantitatif | Nicel, sayısal. |
Kollaps | Damardaki kanın yetersiz olmasına bağlı halsizlik ve baygınlık. |
Kontrendikasyon | İlaçların kullanılmayacağı durumlar. |
Konstipan | Kabız yapıcı. |
Korozif | Yakıcı aşındırıcı. |
Latent | Gizli, belirti göstermeyen. |
Liposolübilite | Yağda çözünürlük. |
Litik | Eritmeye ait, eritici. |
Midriyazis | Göz bebeğinin büyümesi. |
Miksiyon | İşeme. |
Miyozis (miozis) | Göz bebeğinin küçülmesi. |
Myometrium | Uterus düz kası. |
Nefroz | Böbrek tübülüslerinin dejenarasyonu ile olan böbrek hastalığı. |
NREM (Non-Rapid Eye Monvement) | Uykunun bir dönemidir. Göz küreleri hareketsizdir. Kas tonusu biraz azalmıştır. |
Obez (obes) | Çok şişman. |
Oligospermi | Sperm sayısının normalden az olması. |
Paroksismal | Birdenbire ortaya çıkan. |
Parestezi | Hastalık halinde duyarlık. |
Profilaksi | Hastalık oluşmaması için alınan önlemler. |
Prototip | İlk önemli örnek. |
Pruritis | Kaşıntı. |
REM (Rapid Eye Movement) | Uykunun bir dönemidir. Göz kasları aralıklı bir biçimde hızlı kasılmalar gösterir. |
Rizom | Toprakaltı gövdesi. |
Sarkom | Bağ dokusundan kaynaklanan tümör. |
Semptom | Belirti. |
Sfinkter | Büzücü kas. |
Sinaps | Sinir hücreleri arasındaki kavşak. |
Solvent | Çözücü. |
Sterilite | Kısırlık |
Supraventriküler | Ventrilkül üstü. |
Tetani | Çizgili kaslardaki kasılmalar. |
Transmitter | Bir sinyali taşıyan kimyasal madde. |
a.aktlnin | Aktin filamanlarını bir arada tutan proteindir. Aktin filamanlarını bir arada tutan a-aktinin molekülü Z bandı olarak, koyu bir çizgi halinde görülür. |
Agranülositler | Çekirdekleri tek parçadan oluşan ve sitoplazmasında özel granül bulunmayan kan hücreleri. Lenfosit ve monositler agranülositler. |
Akrosentrik kromozom | Kromozomlarda primer boğumun bir uca çok yakın olması. |
Aksiyon potansiyeli | lmpuls olarak da bilinen ve sinir lifleri boyunca giden uyarının oluşmasını sağlayan ve membranda iyon hareketleri ile depolarizasyonun söz konusu olduğu elektrokimyasal özel durum. |
Akson | Nöronlarda bir adet bulunan ve uyarıyı nöron gövdesinden çevreye ileten uzantı. |
Akyuvarlar | Lökosit de denilen, hemoglobin taşımadıklarından renksiz olan kan hücreleri. Nötrofil, eozinofil, bazofil, lenfosit ve monosit olmak üzere beş çeşit akyuvar bulunur. |
Alyuvarlar | Kana kırmızı renk veren küçük, memelilerde çekirdeksiz, kanatlılarda çekirdekli hücreler. |
Amitoz bölünme | Sadece çekirdeğin bölündüğü en basit bölünme türü. |
Anabolizma | Hücrelerin aldıkları maddelerden daha yüksek kuruluşta maddeler sentezlemesi. |
Anizositoz | Alyuvarların büyüklüğünde görülen çok çeşitliliğe yani irili ufaklı olması durumu. |
Anizotrop band | İskelet kasına ışık mikroskobu ile bakıldığında açık renkte görünen bölgelere izotrop band, koyu renkte görünenlere ise anizotrop band adı verilir. |
Antikodon | tRNA molekülünde yer alan ve kodon ile bağlantı kuran üç adet molekül. |
Antijen | Vücuda yabancı maddeler girdiği anda bağışıklık sistemince koruyucu moleküllerin oluşturulmasına neden olan moleküller. Bağışıklık oluşmasında vücudu uyaran madde. |
Antikor | Bağışıklık sistemi tarafından yabancı maddelere karşı geliştirilen glikoprotein yapısındaki moleküller. |
Apikal yüz | Hücrelerin vücut dışına veya vücut boşluğuna bakan serbest yüzeyleri. |
Apokrin salgılama | Hücrenin serbest yüzeyinde toplanan salgının bulunduğu sitoplazma bölümünün boğumlanıp kopmasıyla oluşan salgılama türü. |
Azurofilik | Akyuvarlarda bulunan lizozomlar azur boyalarıyla kuvvetli boyanırlar. Azur boyalarına ilgisi olması durumu azurofilik olarak tanımlanır. |
Bazal yüz | Hücrelerin bazal laminaya oturan ve iç vücut yapılarına bakan yüzleri. |
Beyaz kas telleri | Hızlı kas telleri. Miyoglobini az içeren bu tellerde, kapillar damarlar da az sayıdadır. Bu nedenle beyaz renkte görülürler ve büyük çaplı kas tellerinden oluşur. Az sayıda mitokondriyon içerirler. Bu nedenle oksidatif enzim aktivitesi kırmızı kas tellerine göre daha azdır. |
Blastosöl | Blastosist içindeki içi sıvı dolu boşluk |
Cohnheim alanlan | Kırmızı kas tellerinde miyofibriller bir araya gelerek birbirinden bağımsız çokgenler şeklinde gruplar yaparlar. Enine kesitte çokgenler şeklinde görülen bu gruplara Cohnheim alanları adı verilir. |
Corpus glandulac | Bez epitel hücreleri tek tek bulunmaz, bir boşluğun etrafında sıralanarak peş peşe dizilirler. En dıştan da bazal membran ile kuşatılırlar. Corpus glandulae adı verilen üniteler meydana getirirler. |
Çizgili kas telleri | İskelet kası telleri enine çizgililik gösterdiği için çizgili kas telleri olarak adlandırılırlar. |
Dendrit | Nöronlarda bir ya da birden fazla sayıda bulunabilen ve uyarıyı nöron gövdesine getiren uzantı. |
Desmin filamanı | Kas tellerinde miyofibrillerin birbirine sıkıca bağlanarak, aynı türdeki bandların aynı hizada kalabilmelerini sağlayan intermedyer filamandır. |
Dezmosom | Hücrelerarası bağlantı türü. |
Dikaryotik hücre | İki çekirdekli hücreler. |
Diplozom | Sentriyol sayısının ikiye çıkması. |
Diyapedez | Akyuvarlar, küçük çaplı kan damarlarının endotel hücreleri arasından göç ederek, kan dolaşımını terk ederler ve işlevlerini yerine getirmek üzere bağ dokuya yeleşmesi. |
Döllenme | Sperm çekirdeğinin yumurta hücresi içine girişiyle haploid hücrelerden diploid bir hücrenin oluşması. |
Ektoderm | Sinir sistemi ve derinin bir kısmındaki oluşumların yapımında rol alan germ yaprağı. |
Endoderm | Sindirim ve solunum organları yapımına katılan iç kısımdaki ana germ yaprağı. |
Enine tubuluslar | İskelet kası tellerini örten hücre zan kas teli boyunca pek çok yerden hücre içine doğru çöküntüler yapması. |
Eritropoez | Alyuvar yapımı. |
Fagozom | Yalancı ayaklarla yakalanarak hücre içine alınmış olan yabancı maddelerin oluşturduğu vakuol |
Froti | Kan dokuyu mikroskopta incelemek üzere ince bir kat halinde lam üzerine sürülerek hazırlanan preparat. |
Gamet | Haploid üreme hücreleri. |
Gebelik | Blastosist'in uterus yüzeyine tulup gömülmesi implantasyon. |
Glikozaminoglikan | Tekrar eden disakkaritler (çift şekerler) ve proteinlerden oluşan organik molekül. |
Granülopoez | Granülosit yapımı. |
Granüomer | Trombositlerin orta kısımlarına verilen ad. |
Hematopoez (hematopoiezis) | Kan hücrelerinin yapımına verilen ad. |
Histon | Kromozomlarda nükleik asitlere bağlı olarak bulunan protein. |
Heterokromatin | DNA moleküllerinin fazla yoğunlaştığı çekirdek bölgesi. |
His demetleri | Kalpte uyarım üretim merkezlerinden çıkan uyarımlar, his demetleri yoluyla kalp kası tellerine iletilirler. |
Hiyalomer | Trombositlerin orta kısımlarına granülomer ve bunu çevreleyen açık boyanmış kısma ise hiyalomer adı verilir. |
Hücreler arası madde | Bağ dokusu hücreleri tarafından sentezlenen, şeffaf, şekilsiz bir maddedir. Su içeriği açısından zengindir. Oksijen ve besin maddelerinin hücreler ve doku arasında difüzyonla iletimini sağlar. |
İnnervasyon | Dokunun sinirlerle donanması. |
İnterfaz | Hücrenin iki bölünme arasındaki hazıırlık evresi. |
İnterkalat diskler | Kalp kası hücrelerinin birbirlerine bağlandığı bölgeler interkalat diskler olarak adlandınlır. İnterkalat diskler hücreler arası bağlanıp komplekslerinin oluşturduğu yapılardır. |
İzositoz | Alyuvarların normal bir canlıda büyüklükleri bir örnektir. Buna izositoz denir. |
Karyokinez | Mitoz bölünme boyunca çekirdekte görülen değişiklikler. |
Karyolemma | Çekirdek zan. |
Karbominohemoglobin | Karbondioksit hemoglobine gevşek bir şekilde bağlanarak karbominohemoglobin oluşturur ve bu şekilde akciğerlere taşınır. |
Katabolizma | Hücrelerin dışarıdan aldıkları maddeleri parçalayıp enerji açığa çıkarmaları. |
Kaveola | Kalp kasında ve düz kaslarda görülen, sarkolemin çöküntüleşmesiyle oluşan, kalsiyum depolayan keseciklere verilen ad. |
Kodon | mRNA'da bulunup da bir tRNA molekülünü bağlayan üç adet nükleotid. |
Kromatid | Kromozomların birer kromonema içeren yarımları. |
Kromatin | DNA molekülünün meydana getirdiği oluşum. |
Kromoonema | Kromozomun içine yerleşen kromatin iplikleri. |
Kromozomal mikrotubulus | Kromozomlara bağlanan mikrotubuluslar. |
Crossing Over | Gen degişimi |
Lateral yüz | Hücrelerin diğer hücrelerle ilişkide olan yan yüzleri.. |
Lenfopoez | Lenfositlerin oluşumuna verilen ad. |
Lökopeni | Akyuvar sayısının azalmasına lökopeni verilen ad. Kanda lökosit sayısının azalması. |
Lökositoz | Patolojik durumlarda kanda akyuvar miktarının artışına lökositoz verilen ad. |
Mayoz | Eşey hücrelerinde görülen bölünme türü. |
Makrosit | Normalden büyük alyuvarlara verilen ad. |
Metasentrik kromozom | Kolları eşit uzunluktaki kromozom. |
Metakromazi | Boyaların dokuları sahip olduğu renkten farklı bir renge boyaması. |
Mikrosit | Nomalden küçük olan akyuvarlara verilen ad. |
Mikzoplazma | Çekirdek zarının erimesi sonucunda kromozomların sitoplazmayla birlikte oluşturduğu karışım. |
Mitoz | Hücre çekirdeğinin ve sitoplazmasının bölünmesi olayı. |
Miyofibril | Kasların kasılmada rol alan iplikçik. |
Miyofilament | Miyofıbrilleri oluşturan iplikçikler. |
Miyoglobin | Yapısında demir bulunan ve kasa kırmızı rengi veren protein. |
Miyosit | Kas lifi de denilen kas hücresi. |
Miyotom | Somitlerden oluşan ve ileride kas dokusunu yapacak olan embriyonal oluşum. |
Motor son plak | Sinirin kas doku ile temas ettiği bölgede oluşturduğu yapı. |
Miyomesin filamanı | Miyozin miyofilamanlarını bir arada tutmak için bağlayıcı filaman. |
Mukus | Glikoproteinlerden ve proteoglikanlardan oluşan sümüksel madde. |
Neksus | Düz kas hücrelerinde sarkolemmanın dış tabakasının komşu hücre zarlarının dış tabakasıyla yaptığı sıkı bağlantı türü. |
Nöroglia (glia) | Nöronlara destek ve koruma görevi yapan hücreler. |
Nöron | Sinir dokusunun işlevlerini yapan özel uzantıları olan hücre. |
Nörontransmitter | Asetil kolin, epinefrin gibi sinaptik veziküllerde bulunan kimyasal iletişim maddeleri. |
Oksihemoglobin | Oksijen hemoglobine gevşek bir şekilde bağlanır ve oksihemoglobin'e dönüşür. |
Ovosit | Dişi üreme hücresi. |
Otoliz | Lizozom zarının parçalanarak enzim içeriğinin serbest kalmasıyla hücrenin sindirim enzimleri tarafından parçalanması. |
Ovaryum | Dişi üreme hücrenin üretildiği organ. |
Ökromatin | DNA moleküllerinin daha az yoğunlaştığı çekirdek bölgesi. |
Ökaryot hücre | Genetik materyalini çekirdek içinde bulunduran hücre. |
Perinükleer aralık | Çift katlı çekirdek zan arasındaki genişlik. |
Periferik sinir | Sinir gövdeleri ile diğer organlar arasında uzanan, santral sinir sistemi dışında bulunan nöral yapılar. |
Periton | Kann içini döşeyen zar. |
Plevra | Göğüs boşluğunu döşeyen zar. |
Poikilositoz | Alyuvarların normal şekillerinden başka formlarda (yıldız, mekik, raket vs.) görülmesine verilen ad. |
Polisakkarit | Çok sayıda monosakkaritin oluşturduğu karbonhidratlar. |
Progesteron | Gebelik hormonu. |
Protcoglikan | Çogunluğu karbonhidrat olan bileşiklerin proteinlerle oluşturduğu kompleks. |
Psudopod | Fagositoz yapacak olan hücrenin hücre yüzeyinden çıkardığı uzantılar, yalancı ayaklar. |
Polikaryotik hücre | Çok sayıda çekirdek içeren hücre. |
Polinükleotid | Nükleoıidlerin birleşmeleriyle oluşan molekül. |
Polizom | Bir araya gelen ribozomlar. |
Por | Çekirdek zanndaki delik. |
Prokaryot hücre | Genetik materyalini sitoplazma içinde serbest olarak bulunduran hücre. |
Ranvier boğumu | Sinir lifleri üzerinde bulunan ve miyelin kılıfların arasında izolasyon bulunmayan özel bölgeler. |
Rejenerasyon | Ölen hücrelerin yerine yenilerinin yapılması. |
Rekombinasyon | Eş kromozomlar arasında mevcut genlerin yeni genotipleri oluşturacak şekilde bir araya gelmesi. |
Reseptör | Nörotransmitterlerin tutunduğu ve hücrelerde bir etkinin oluşmasında ya da gelen sinyalin modifikasyonunda rol oynayan makromoleküller. |
Sarkolemma | Hücre zarı. |
Sarkomer | Ardarda gelen iki Z bandı arasındaki bölge. |
Sarkoplazma | Sitoplazma. |
Sarkoplazmik retikulum | Çizgili kas hücrelerinin kas telcikleri çevresinde ince kanal ağı şeklinde olan düz endoplazmik retikulum. Kasın kasılması için gerekli olan Ca2+ nin hücre içi depo yeri. |
Sinaps | İki nöron arasında ya da bir nöron ile başka bir hücre arasında bulunan ve uyarının özel kimyasal moleküllerin etkileşimi ile hücreden hücreye aktarıldığı özel kavşak yapısı. |
Sinir sistemi | Vücutta bulunan hücrelerin uyum içinde çalışması için çalışan, çevreden gelen sinyalleri alan, uyarı üretebilen ve uyarıları ileten sinir dokusundan oluşan düzenleyici sistem. |
Sisterna | Silindirik yapıda borucuk sistemi. |
Somit | Mezoderm kaynaklı organ oluşturan embriyonal yapı. |
Submetasentrik kromozom | Primer boğumun bir uca yakın olmasından ötürü kollardan biri diğerinden kısa olan kromozomlar. |
Spermium | Olgunlaşmış erkek üreme hücresi. |
Telosentrik kromozom | Tek bir kolu ve bu kolun en ucunda sentromer bulunan kromozom. |
Tespit | Otolizi ve etraftan gelen bakteri saldırılarını engellemek, dokuların organizmadaki yapısal ve moleküler bileşimini sabit tutmak canlılık özelliklerini korumak için uygulanan işlemler. |
Testis | Erkek üreme hücresinin üretildiği organ. |
Transkripsiyon | DNA molekülünün RNA sentezlemesi. |
Translasyon | Protein sentezi. |
Trigliserid | Yağ hücrelerinde yağların depo edilen formu. |
T-tubül | Transvers, eksene dikey tertiplenmiş hücre zan invaginasyonunun oluşturdugu tübül. |
Yarıklanma | Zigotun seri bölünmelerle blastositleri oluşturması, segmentasyon evresi. |
STANDARD TERMS | STANDART TERİMLER |
Short Terms | Kısa Terimler (genel) |
Oral Preparations (Liquid and Semi Solid Forms) | Oral Preparatlar (Sıvı ve Yarı Katı Şekiller) |
Oral drops* | Oral damla* |
Oral liquid* | Oral sıvı* |
Oral Preparations (Solid Forms) | Oral Preparatlar (Katı Şekiller) |
Capsule* | Kapsül* |
Gastro-resistant capsule* | Enterik kapsül* |
Prolonged-release capsule* | Uzatılmış salımlı kapsül* |
Tablet* | Tablet* |
Intraruminal device* (Vet.) | Rumen içi araç *(Vet.) |
Medicated premix* (Vet.) | İlaçlı önkarışım* (Vet.) |
Lozenge* | Pastil* |
Oromucosal Preparations | Ağız Mukozası Preparatları |
Oromucosal liquid* | Ağız mukozası sıvısı* |
Prepations for Dental use | Diş Uyulamaları için Preparatlar |
Dental liquid* | Diş sıvısı* |
Cutaneous and Transdermal Preparations | Deri ve Transdermal Preparatlar |
Cutaneous spray* | Deri spreyi* |
Cutaneous liquid* | Deri sıvısı* |
Dip* (Vet.) | Daldırma sıvısı* (Vet.) |
Dip concentrate* (Vet.) | Daldırma konsantresi* (Vet.) |
Pour-on* (Vet.) | Dökme sıvısı* (Vet.) |
Spot-on* (Vet.) | Damlatma sıvısı* (Vet.) |
Teat dip* (Vet.) | Meme başı daldırma sıvısı* (Vet.) |
Teat spray* (Vet.) | Meme başı spreyi* (Vet.) |
Eye Preparations | Göz Preparatları |
Eye drops* | Göz damlası* |
Ear Preparations | Kulak Preparatları |
Ear drops* | Kulak damlası* |
Ear spray* | Kulak spreyi* |
Ear wash* | Kulak yıkama suyu* |
Nasal Preparatlar | Burun Preparatları |
Nasal drops* | Burun damlası* |
Nasal spray* | Burun spreyi* |
Vaginal Preparations | Vajina Preparatları |
Vaginal liquid* | Vajinal sıvı* |
Vaginal capsule* | Vajinal kapsül* |
Rectal Preparations | Rektal Preparatlar |
Enema* | Rektal sıvı* |
Preparations for Inhalation | İnhalasyon Preparatları |
Nebuliser liquid* | Nebulizör (inhalasyon) sıvısı* |
Pressurised inhalation* | Basınçlı inhalasyon* |
Inhalation powder* | İnhalasyon tozu* |
Inhalation vapour* | İnhalasyon buharı* |
Parenteral Preparations | Parenteral Preparatlar |
Injection* | Enjeksiyon* |
Powder for injection* | Enjeksiyonluk toz* |
Sterile concentrate* | Steril konsantre* |
Infusion* | İnfüzyon* |
Powder for infusion* | İnfüzyon tozu* |
Tracheopulmonary Preparations | Trakeopulmoner Preparatlar |
Endotracheopulmonary instillation* | Endotrakeopulmoner damlatma* |
Intrauterine Preparations | Uterus içine Uygulama Preparatları |
Intrauterine liquid* (Vet.) | Uterus içi sıvısı* (Vet.) |
Miscellaneous | Çeşitli |
Blood fraction modifier* | Kan fraksiyon düzenleyicisi* |
Gastroenteral liquid* | Mide-bağırsak sıvısı* |
DOSAGE FORMS | DOZLAMA ŞEKİLLERİ |
Oral Preparatıons (Lıquıd And Semı-Solıd Forms) | Oral Preparatlar (Sıve ve Yarı Katı Şekiller) |
Oral drops, solution | Oral damla çözeltisi |
Oral drops, suspension | Oral damla süspansiyonu |
Oral drops, emulsion | Oral damla emülsiyonu |
Oral liquid | Oral sıvı |
Oral solution | Oral çözelti |
Oral suspension | Oral süspansiyon |
Oral emulsion | Oral emülsiyon |
Oral gel | Oral jel |
Oral paste | Oral pat |
Powder for oral solution | Oral çözelti tozu |
Powder for oral suspension | Oral süspansiyon tozu |
Granules for oral solution | Oral çözelti granülü |
Granules for oral suspension | Oral süspansiyon granülü |
Powder and solvent for oral solution | Oral çözelti tozu ve çözücüsü |
Powder and solvent for oral suspension | Oral süspansiyon tozu ve çözücüsü |
Lyophilisate for suspension | Süspansiyonluk liyofilize toz |
Syrup | Şurup |
Powder for syrup | Şurup tozu |
Granules for syrup | Şurup granülü |
Soluble tablet | Çözünebilir tablet |
Dispersible tablet | Dağılabilir tablet |
Herbal tea | Bitki çayı |
Oral Preparatıons (Solıd Forms) | Oral Preparatlar (Katı Şekiller) |
Oral powder | Oral toz |
Instant herbal tea | Çözünebilir bitki çayı |
Effervescent powder | Efervesan toz |
Granules | Granül |
Effervescent granules | Efervesan granül |
Gastro-resistant granules | Enterik granül |
Prolonged-release granules | Uzatılmış salımlı granül |
Modified-release granules | Değiştirilmiş salımlı granül |
Cachet | Kaşe |
Capsule, hard | Sert kapsül |
Capsule, soft | Yumuşak kapsül |
Gastro-resistant capsule, hard | Enterik sert kapsül |
Gastro-resistant capsule, soft | Enterik yumuşak kapsül |
Chewable capsule, soft | Çiğnenebilir yumuşak kapsül |
Prolonged-release capsule, hard | Uzatılmış salımlı sert kapsül |
Prolonged-release capsule, soft | Uzatılmış salımlı yumuşak kapsül |
Modified-release capsule, hard | Değiştirilmiş salımlı sert kapsül |
Modified-release capsule, soft | Değiştirilmiş salımlı yumuşak kapsül |
Tablet | Tablet |
Coated tablet | Kaplı tablet |
Film-coated tablet | Film kaplı tablet |
Effervescent tablet | Efervesan tablet |
Orodispersible tablet | Ağızda dağılan tablet |
Oral lyophilisate | Oral liyofilize toz |
Gastro-resistant tablet | Enterik tablet |
Prolonged-release tablet | Uzatılmış salımlı tablet |
Modified-release tablet | Değiştirilmiş salımlı tablet |
Chewable tablet | Çiğneme tableti |
Medicated chewing-gum | İlaçlı sakız |
Oral gum | Oral sakız |
Pillules | Pilül |
Continuous-release intraruminal device | Sürekli salımlı rumen içi cihaz (Vet.) |
Pulsatile-release intraruminal device | Aralıklı salımlı rumen içi cihaz (Vet.) |
Lick block | Yalama taşı (Vet.) |
Premix for medicated feeding stuff | Yem için ilaçlı ön karışım (Vet.) |
Medicated pellets | İlaçlı pellet (Vet.) |
Oromucosal Preparatıons | Ağız Mukozası Preparatları |
Gargle | Gargara |
Concentrate for gargle | Gargara konsantresi |
Gargle, powder for solution | Gargara çözelti tozu |
Gargle, tablet for solution | Gargara çözelti tableti |
Oromucosal solution | Ağız mukoza çözeltisi |
Oromucosal suspension | Ağız mukoza süspansiyonu |
Oromucosal drops | Ağız mukoza damlası |
Oromucosal spray | Ağız mukoza spreyi |
Sublingual spray | Dilaltı spreyi |
Mouth wash | Ağız yıkama suyu |
Mouth wash, tablet for solution | Ağız yıkama çözelti tableti |
Gingival solution | Diş eti çözeltisi |
Oromucosal gel | Ağız mukoza jeli |
Oromucosal paste | Ağız mukoza patı |
Oromucosal cream | Ağız mukoza kremi |
Gingival gel | Diş eti jeli |
Gingival paste | Diş eti patı |
Oromucosal capsule | Ağız mukoza kapsülü |
Sublingual tablet | Dilaltı tableti |
Muco-adhesive buccal tablet | Mukoadezif bukal tablet |
Buccal tablet | Bukal tablet |
Lozenge | Pastil |
Compressed lozenge | Sıkıştırılmış pastil |
Pastille | Pastil |
Preparatıons For Dental Use | Diş Uygulamaları Preparatları |
Periodontal powder | Diş eti tozu |
Dental gel | Diş jeli |
Dental stick | Diş çubuğu |
Dental insert | Diş inserti |
Dental powder | Diş tozu |
Dental solution | Diş çözeltisi |
Dental suspension | Diş süspansiyonu |
Dental emulsion | Diş emülsiyonu |
Toothpaste | Diş macunu |
Periodontal gel | Diş eti jeli |
Periodontal insert | Diş eti inserti |
Cutaneous And Transdermal Preparatıons | Deri ve Transdermal Preparatlar |
Bath additive | Banyo katkısı |
Cream | Krem |
Gel | Jel |
Ointment | Merhem |
Cutaneous paste | Deri patı |
Medicated plaster | İlaçlı flaster |
Cutaneous foam | Deri köpüğü |
Shampoo | Şampuan |
Cutaneous spray, solution | Deri spreyi, çözelti |
Cutaneous spray, suspension | Deri spreyi, süspansiyon |
Cutaneous spray, powder | Deri spreyi, toz |
Cutaneous liquid | Deri sıvısı |
Cutaneous solution | Deri çözeltisi |
Concentrate for cutaneous solution | Konsantre deri çözeltisi |
Cutaneous suspension | Deri süspansiyonu |
Cutaneous emulsion | Deri emülsiyonu |
Cutaneous powder | Deri tozu |
Solution for iontophoresis | İyontoforez çözeltisi |
Transdermal patch | Transdermal yama |
Collodion | Kolodyon |
Medicated nail lacquer | İlaçlı tırnak cilası |
Poultice | Lapa |
Cutaneous stick | Deri çubuğu |
Cutaneous sponge | Deri tamponu |
Impregnated dressing | İlaçlı sargı |
Collar (Vet.) | Tasma (Vet.) |
Medicated pendant (Vet.) | İlaçlı bandaj (Vet.) |
Ear tag (Vet.) | Kulak küpesi (Vet.) |
Dip solution (Vet.) | Daldırma çözeltisi (Vet.) |
Dip suspension (Vet.) | Daldırma süspansiyonu (Vet.) |
Dip emulsion (Vet.) | Daldırma emülsiyonu (Vet.) |
Concentrate for dip solution (Vet.) | Daldırma çözeltisi konsantresi (Vet.) |
Concentrate for dip suspension (Vet.) | Daldırma süspansiyonu konsantresi (Vet.) |
Concentrate for dip emulsion (Vet.) | Daldırma emülsiyonu konsantresi (Vet.) |
Powder for dip solution (Vet.) | Daldırma çözeltisi tozu (Vet.) |
Concentrate for solution for fish treatment (Vet.) | Balık tedavisi için çözelti konsantresi (Vet.) |
Powder for suspension for fish treatment (Vet.) | Balık tedavisi için süspansiyon tozu (Vet.) |
Pour-on solution (Vet.) | Dökme çözeltisi (Vet.) |
Pour-on suspension (Vet.) | Dökme süspansiyonu (Vet.) |
Pour-on emulsion (Vet.) | Dökme emülsiyonu (Vet.) |
Spot-on solution (Vet.) | Damlatma çözeltisi (Vet.) |
Spot-on suspension (Vet.) | Damlatma süspansiyonu (Vet.) |
Spot-on emulsion (Vet.) | Damlatma emülsiyonu (Vet.) |
Teat dip solution (Vet.) | Meme ucu daldırma çözeltisi (Vet.) |
Teat dip suspension (Vet.) | Meme ucu daldırma süspansiyonu (Vet.) |
Teat dip emulsion (Vet.) | Meme ucu daldırma emülsiyonu (Vet.) |
Teat spray solution (Vet.) | Meme ucu sprey çözeltisi (Vet.) |
Transdermal system | Transdermal sistem |
Solution for skin-prick test | Deri delme testi çözeltisi |
Solution for skin-scratch test | Deri çizme testi çözeltisi |
Plaster for provocation test | Uyarıcı test flasteri |
Eye Preparations | Göz Preparatları |
Eye cream | Göz kremi |
Eye gel | Göz jeli |
Eye ointment | Göz merhemi |
Eye drops, solution | Göz damlası çözeltisi |
Eye drops, emulsion | Göz damlası emülsiyonu |
Eye drops, suspension | Göz damlası süspansiyonu |
Eye drops, powder and solvent for solution | Göz damlası çözeltisi toz ve çözücüsü |
Eye drops, powder and solvent for suspension | Göz damlası süspansiyonu toz ve çözücüsü |
Eye drops, solvent for reconstitution | Göz damlası hazırlama çözücüsü |
Eye drops, prolonged-release | Uzatılmış salımlı göz damlası |
Eye lotion | Göz losyonu |
Eye lotion, solvent for reconstitution | Göz losyonu hazırlama çözücüsü |
Ophthalmic insert | Göz inserti |
Ear Preparations | Kulak Preparatları |
Ear cream | Kulak kremi |
Ear gel | Kulak jeli |
Ear ointment | Kulak merhemi |
Ear drops, solution | Kulak damlası çözeltisi |
Ear drops, suspension | Kulak damlası süspansiyonu |
Ear drops, emulsion | Kulak damlası emülsiyonu |
Ear drops, powder and solvent for suspension | Kulak damlası süspansiyonu toz ve çözücüsü |
Ear powder | Kulak tozu |
Ear spray, solution | Kulak spreyi çözeltisi |
Ear spray, suspension | Kulak spreyi süspansiyonu |
Ear spray, emulsion | Kulak spreyi emülsiyonu |
Ear wash, solution | Kulak yıkama çözeltisi |
Ear wash, emulsion | Kulak yıkama emülsiyonu |
Ear tampon | Kulak tamponu |
Ear stick | Kulak çubuğu |
Nasal Preparations | Burun Preparatları |
Nasal cream | Burun kremi |
Nasal gel | Burun jeli |
Nasal ointment | Burun merhemi |
Nasal drops, solution | Burun damlası çözeltisi |
Nasal drops, suspension | Burun damlası süspansiyonu |
Nasal drops, emulsion | Burun damlası emülsiyonu |
Nasal powder | Burun tozu |
Nasal spray, solution | Burun spreyi çözeltisi |
Nasal spray, suspension | Burun spreyi süspansiyonu |
Nasal spray, emulsion | Burun spreyi emülsiyonu |
Nasal wash | Burun yıkama suyu |
Nasal stick | Burun çubuğu |
Vaginal Preparations | Vajinal Preparatlar |
Vaginal cream | Vajinal krem |
Vaginal gel | Vajinal jel |
Vaginal ointment | Vajinal merhem |
Vaginal foam | Vajinal köpük |
Vaginal solution | Vajinal çözelti |
Vaginal suspension | Vajinal süspansiyon |
Vaginal emulsion | Vajinal emülsiyon |
Tablet for vaginal solution | Vajinal çözelti tableti |
Pessary | Ovül |
Vaginal capsule, hard | Vajinal sert kapsül |
Vaginal capsule, soft | Vajinal yumuşak kapsül |
Vaginal tablet | Vajinal tablet |
Effervescent vaginal tablet | Efervesan vajinal tablet |
Medicated vaginal tampon | İlaçlı vajinal tampon |
Vaginal delivery system | Vajinal salım sistemi |
Vaginal sponge | Vajinal sünger (Vet.) |
Rectal Preparations | Rektal Preparatlar |
Rectal cream | Rektal krem |
Rectal gel | Rektal jel |
Rectal ointment | Rektal merhem |
Rectal foam | Rektal köpük |
Rectal solution | Rektal çözelti |
Rectal suspension | Rektal süspansiyon |
Rectal emulsion | Rektal emülsiyon |
Concentrate for rectal solution | Rektal çözelti konsantresi |
Powder for rectal solution | Rektal çözelti tozu |
Powder for rectal suspension | Rektal süspansiyon tozu |
Tablet for rectal solution | Rektal çözelti tableti |
Tablet for rectal suspension | Rektal süspansiyon tableti |
Suppository | Supozituvar |
Rectal capsule | Rektal kapsül |
Rectal tampon | Rektal tampon |
Preparations for Inhalation | İnhalasyon Preparatları |
Nebuliser solution | Nebulizör çözeltisi |
Nebuliser suspension | Nebulizör süspansiyonu |
Powder for nebuliser suspension | Nebulizör süspansiyonu tozu |
Powder for nebuliser solution | Nebulizör çözeltisi tozu |
Nebuliser emulsion | Nebulizör emülsiyonu |
Pressurised inhalation, solution | Basınçlı inhalasyon çözeltisi |
Pressurised inhalation, suspension | Basınçlı inhalasyon süspansiyonu |
Pressurised inhalation, emulsion | Basınçlı inhalasyon emülsiyonu |
Inhalation powder | İnhalasyon tozu |
Inhalation powder, hard capsule | Sert kapsülde inhalasyon tozu |
Inhalation powder, pre-dispensed | Kullanıma hazır inhalasyon tozu |
Inhalation vapour, powder | İnhalasyon buharı tozu |
Inhalation vapour, capsule | İnhalasyon buharı kapsülü |
Inhalation vapour, solution | İnhalasyon buharı çözeltisi |
Inhalation vapour, tablet | İnhalasyon buharı tableti |
Inhalation vapour, ointment | İnhalasyon buharı merhemi |
Inhalation vapour, liquid | İnhalasyon buharı sıvısı |
Inhalation gas | İnhalasyon gazı |
Parenteral Preparations | Parenteral Preparatlar |
Solution for injection | Enjeksiyonluk çözelti |
Suspension for injection | Enjeksiyonluk süspansiyon |
Emulsion for injection | Enjeksiyonluk emülsiyon |
Gel for injection | Enjeksiyonluk jel |
Powder for solution for injection | Enjeksiyonluk çözelti tozu |
Powder for suspension for injection | Enjeksiyonluk süspansiyon tozu |
Powder and solvent for solution for injection | Enjeksiyonluk çözelti tozu ve çözücüsü |
Powder and solvent for suspension for injection | Enjeksiyonluk süspansiyon tozu ve çözücüsü |
Concentrate for solution for infusion | Enjeksiyonluk çözelti konsantresi |
Solution for infusion | İnfüzyonluk çözelti |
Emulsion for infusion | İnfüzyonluk emülsiyon |
Powder for solution for infusion | İnfüzyonluk çözelti tozu |
Concentrate for solution for infusion | İnfüzyonluk çözelti konsantresi |
Powder and solvent for solution for infusion | İnfüzyonluk çözelti tozu ve çözücüsü |
Lyophilisate for solution for infusion | İnfüzyonluk çözelti liyofilizatı |
Solvent for parenteral use | Parenteral uygulama için çözücü |
Lyophilisate for solution for injection | Enjeksiyonluk çözelti liyofilizatı |
Lyophilisate for suspension for injection | Enjeksiyonluk süspansiyon liyofilizatı |
Implants | İmplantlar |
Implant | İmplant |
Implantation tablet | İmplantasyon tableti |
Implantation chain | İmplantasyon zinciri |
Powder and solvent for implantation paste | İmplantasyon patı toz ve çözücüsü |
Preparations for Dialysis | Diyaliz Preparatları |
Solution for peritoneal dialysis | Periton diyaliz çözeltisi |
Solution for haemofiltration | Hemofiltrasyon çözeltisi |
Solution for haemodiafiltration | Hemodiyafiltrasyon çözeltisi |
Solution for haemodialysis | Hemodiyaliz çözeltisi |
Concentrate for haemodialysis solution | Hemodiyaliz çözeltisi konsantresi |
Preparations for Intravesical and Urethral use | Vezikül içi ve Üretra Uygulamaları için Preparatlar |
Solution for intravesical use | Vezikül içine uygulama için çözelti |
Bladder irrigation | Mesane yıkama çözeltisi |
Powder for bladder irrigation | Mesane yıkama çözeltisi tozu |
Urethral gel | Üretra jeli |
Urethral stick | Üretra çubuğu |
Tracheopulmonary Preparations | Trakeopulmoner Preparatlar |
Endotracheopulmonary instillation, solution | Endotrakeopulmoner damlatma çözeltisi |
Endotracheopulmonary instillation, powder for solution | Endotrakeopulmoner damlatma çözeltisi tozu |
Endotracheopulmonary instillation, suspension | Endotrakeopulmoner damlatma süspansiyonu |
Endotracheopulmonary instillation, powder and solvent for solution | Endotrakeopulmoner damlatma çözeltisi toz ve çözücüsü |
Endocervical Preparations | Endoservikal Preparatlar |
Endocervical gel | Endoservikal jel |
Powder and solvent for endocervical gel | Endoservikal jel toz ve çözücüsü |
Intramammary Preparations | Meme içi Uygulama Preparatları |
Intramammary solution (Vet.) | Meme içi çözeltisi (Vet.) |
Intramammary suspension (Vet.) | Meme içi süspansiyonu (Vet.) |
Intramammary emulsion (Vet.) | Meme içi emülsiyonu (Vet.) |
Intramammary ointment (Vet.) | Meme içi merhemi (Vet.) |
Teat stick (Vet.) | Meme ucu çubuğu (Vet.) |
Intrauterine Preparations | Rahim içi Uygulama Preparatları |
Intrauterine delivery system (Vet.) | Rahim içi taşıyıcı sistemi (Vet.) |
Intrauterine solution (Vet.) | Rahim içi çözelti (Vet.) |
Intrauterine suspension (Vet.) | Rahim içi süspansiyon (Vet.) |
Intrauterine emulsion (Vet.) | Rahim içi emülsiyon (Vet.) |
Intrauterine tablet (Vet.) | Rahim içi tablet (Vet.) |
Intrauterine capsule (Vet.) | Rahim içi kapsül (Vet.) |
Enviromentral Preparations | Çevresel Preparatlar |
Bee-hive strip (Vet.) | Arı kovanı şeridi (Vet.) |
Bee smoke paper (Vet.) | Arı tütsü kağıdı (Vet.) |
Bee smoke stick (Vet.) | Arı tütsü çubuğu (Vet.) |
Nebulisation solution(Vet.) | Nebulizasyon çözeltisi (Vet.) |
Medicinal Gazes | Tıbbi Gazlar |
Medicinal gas, compressed | Sıkıştırılmış tıbbi gaz |
Medicinal gas, cryogenic | Kriyojenik tıbbi gaz |
Medicinal gas, liquefied | Sıvılaştırılmış tıbbi gaz |
Miscellaneous | Çeşitli |
Denture lacquer | Protez izolasyon maddesi |
Anticoagulant and preservative solution for blood | Kanın pıhtılaşmasını önleyen ve koruyan çözelti |
Solution for blood fraction modification | Kan fraksiyon modifikasyonu çözeltisi |
Wound stick | Yara çubuğu |
Radiopharmaceutical precursor | Radyofarmasötik öncül |
Radionuclide generator | Radyonüklit jeneratör |
Kit for radiopharmaceutical preparation | Radyofarmasötik hazırlama kiti |
Gastroenteral solution | Mide, barsak çözeltisi |
Dispersion | Dispersiyon |
Gastroenteral suspension | Mide barsak süspansiyonu |
Gastroenteral emulsion | Mide barsak emülsiyonu |
Solution for organ preservation | Organ saklama çözeltisi |
Irrigation solution | Yıkama çözeltisi |
Stomach irrigation | Mide yıkama çözeltisi |
Sealant | Kapatıcı |
Powder and solvent for sealant | Kapatıcı toz ve çözücüsü |
Impregnated pad | İlaçlı tampon |
Living tissue equivalent | Canlı doku eşdeğeri |
Medicated sponge | İlaçlı sünger |
Intestinal gel | İntestinal jel |
Medicated thread | İlaçlı iplik |
Solution for provocation test | Uyarıcı test çözeltisi |
Routes | Uygulama Şekli |
Auricular use | Kulağa uygulama |
Beak dipping (Vet.) | Gaganın daldırılması (Vet.) |
Cutaneous use | Deriye uygulama |
Dental use | Dişe uygulama |
Dipping (Vet.) | Daldırma (Vet.) |
Endocervical use | Endoservikal uygulama |
Endosinusial use | Sinüs içine uygulama |
Endotracheopulmonary use | Endotrakeopulmoner uygulama |
Epidural use | Epidural uygulama |
Epilesional use | Lezyon üzerine uygulama |
Extraamniotic use | Amniyon dışına uygulama |
Foot-stab use (Vet.) | Ayağa batırarak uygulama (Vet.) |
Gastroenteral use | Gastroenteral uygulama |
Gastric use | Mideye uygulama |
Gingival use | Diş etine uygulama |
Hemodialysis | Hemodiyaliz |
In drinking water or milk use (Vet.) | İçme suyu veya sütü ile uygulama(Vet.) |
In ovo (Vet.) | Yumurta içine uygulama (Vet.) |
In-feed use (Vet.) | Yem ile uygulama (Vet.) |
In-hive use (Vet.) | Kovan içi uygulama(Vet.) |
Inhalation use | İnhalasyon ile uygulama |
Intestinal use | Bağırsağa uygulama |
Intraamniotic use | Amniyon içine uygulama |
Intraarterial use | Arter içine uygulama |
Intraarticular use | Eklem içine uygulama |
Intrabursal use | Kese içine (intrabursal) uygulama |
Intracardiac use | Kalp içine veya kasına uygulama |
Intracavernous use | Kavern içine uygulama |
Intracerebral use | Beyin içine uygulama |
Intracervical use | İntraservikal uygulama |
Intracoronary use | Koroner arter içine uygulama |
Intradermal use | Deri içine uygulama |
Intradiscal use | Disk içine uygulama |
Intralesional use | Lezyon içine uygulama |
Intralymphatic use | Lenf damarı içine uygulama |
Intramammary use (Vet.) | Meme içine uygulama(Vet.) |
Intramuscular use | Kas içine uygulama |
Intraocular use | Göz içine uygulama |
Intraosseous use | Kemik içine uygulama |
Intrapericardial use | Perikard içine uygulama |
Intraperitoneal use | Periton boşluğuna uygulama |
Intrapleural use | Plevra boşluğuna uygulama |
Intraruminal use (Vet.) | Rumen içine uygulama (Vet.) |
Intrasternal use | Göğüs kemiği içine uygulama |
Intrathecal use | İntratekal uygulama |
Intratumoral use | Tümör içine uygulama |
Intrauterine use | Rahim içine uygulama |
Intravenous use | Ven içine uygulama |
Intravesical use | Mesane içine uygulama |
Intravitreal use | Vitröz içine uygulama |
Laryngopharyngeal use | Gırtlak-yutak yolu ile uygulama |
Nasal use | Burun yolu ile uygulama |
Nebulisation use | Nebulizasyon uygulaması |
Ocular use | Göze uygulama |
Oculonasal use (Vet.) | Göz ve burun yolu ile uygulama (Vet.) |
Oral use | Ağız yolu ile uygulama |
Oromucosal use | Ağız mukozası yolu ile uygulama |
Oropharyngeal use | Ağız-yutak yolu ile uygulama |
Paravertebral use (Vet.) | Paravertebral uygulama (Vet.) |
Periarticular use | Eklem çevresine uygulama |
Perineural use | Sinir çevresine uygulama |
Periodontal use | Periyodontal uygulama |
Posterior juxtascleral use | Arka jukstaskleral uygulama |
Pour-on use (Vet.) | Dökerek uygulama (Vet.) |
Rectal use | Rektal uygulama |
Route of Administration not Applicable | Alışılagelmişin Dışında Uygulama Yolları |
Skin scarification | Deriyi çizerek uygulama |
Spot-on use (Vet.) | Damlatarak uygulama (Vet.) |
Subconjunctival use | Konjonktiva altına uygulama |
Subcutaneous use | Deri altına uygulama |
Sublingual use | Dilaltına uygulama |
Teat use (Vet.) | Meme ucuna uygulama(Vet.) |
Top-dressing use (Vet.) | Yayarak uygulama (Vet.) |
Transdermal use | Transdermal uygulama |
Urethral use | Üretraya uygulama |
Vaginal use | Vajinal uygulama |
Water-borne use (Vet.) | Suyla uygulama (Vet.) |
Wing-web-stab use (Vet.) | Kanat derisine batırarak uygulama (Vet.) |
Containers | Kaplar |
Ampoule | Ampul |
Applicator | Aplikatör |
Automatic injection device (Vet.) | Otomatik enjektör(Vet.) |
Bag | Torba |
Balling gun (Vet.) | İlaç tabancası (Vet.) |
Barrel | Fıçı |
Blister | Blister |
Bottle | Şişe |
Box | Kutu |
Brush | Fırça |
Brush applicator | Fırçalı aplikatör |
Cannula | Kanül |
Cap | Kapak |
Cartridge | Kartuş |
Child-resistant closure | Çocuk emniyetli kapak |
Cup | Ölçek |
Dabbing applicator | Temas aplikatörü |
Dart (Vet.) | Enjeksiyon oku(Vet.) |
Dredging applicator | Serpme aplikatörü |
Dredging container | Serpme kabı |
Drench gun (Vet.) | Yutturma tabancası (Vet.) |
Dropper applicator | Damlalıklı aplikatör |
Dropper container | Damlalıklı kap |
Fixed cryogenic vessel | Sabit kriyojenik kanal |
Gas cylinder | Gaz silindiri |
High pressure transdermal delivery device | Yüksek basınçlı transdermal salım sistemi |
Implanter | İmplante edici |
Inhaler | İnhaler |
In-ovo injection device (Vet.) | Yumurta içi enjeksiyon aracı (Vet.) |
Injection needle | Enjeksiyon iğnesi |
Injection syringe | Enjektör / Şırınga |
Internal graduated calibration chamber (Vet.) | İç dereceli kalibrasyon odası (Vet.) |
Intramammary syringe (Vet.) | Meme içi şırınga (Vet.) |
Jar | Kavanoz |
Measuring device | Ölçüm cihazı |
Measuring spoon | Ölçülü kaşık |
Metering pump | Ölçülü pompa |
Metering valve | Ölçülü valf |
Mobile cryogenic vessel | Hareketli kriyojenik kap |
Mouthpiece | Ağızlık |
Multidose container | Çok dozlu kap |
Multidose container with airless pump | Havasız pompalı çok dozlu kap |
Multipuncturer | Çoklu delme aleti |
Nasal applicator | Burun aplikatörü |
Nebuliser | Nebulizör |
Needle applicator | İğne aplikatörü |
Nozzle | Püskürtücü başlık |
Oral syringe | Ağıza uygulanan şırınga |
Pipette | Pipet |
Pipette applicator | Pipet aplikatörü |
Pour-on container (Vet.) | Dökme kabı (Vet.) |
Pre-filled gastroenteral tube | Kullanıma hazır gastroenteral tüp |
Pre-filled pen | Kullanıma hazır enjeksiyon kalemi |
Pre-filled syringe | Kullanıma hazır enjektör |
Pressurised container | Basınçlı kap |
Prick test applicator | Delme testi aplikatörü |
Sachet | Saşe |
Scarifier (Vet.) | Çizici (Vet.) |
Screw cap | Vidalı kapak |
Single-dose container | Tek dozluk kap |
Spatula | Spatül |
Spot-on applicator (Vet.) | Damlatma aplikatörü (Vet.) |
Spray container | Sprey kabı |
Spray pump | Sprey pompası |
Spray valve | Sprey valfı |
Stab vaccinator (Vet.) | Batırarak aşı uygulayıcı (Vet.) |
Stopper | Tıpa |
Strip | Şerit |
Tablet container | Tablet kabı |
Tube | Tüp |
Vaginal sponge applicator (Vet.) | Vajinal sünger uygulayıcı (Vet.) |
Vial | Flakon |
Combined Terms | Birleşik Terimler |
Chewable / dispersible tablet | Çiğnenebilir / dağılabilir tablet |
Concentrate and solvent for concentrate for solution for infusion | Konsantre infüzyonluk çözelti konsantre ve çözücüsü |
Concentrate and solventf or cutaneous solution | Deri çözeltisi konsantre ve çözücüsü |
Concentrate and solvent for cutaneous use | Deriye uygulanan konsantre ve çözücüsü |
Concentrate and solvent for injection | Enjeksiyonluk konsantre ve çözücüsü |
Concentrate and solvent for solution for infusion | İnfüzyonluk çözelti konsantre ve çözücüsü |
Concentrate and solvent for solution for injection | Enjeksiyonluk çözelti konsantre ve çözücüsü |
Concentrate and solvent for suspension for injection | Enjeksiyonluk süspansiyon konsantre ve çözücüsü |
Concentrate for cutaneous spray, emulsion | Deri spreyi konsantresi, emülsiyon |
Concentrate for oral solution | Oral çözelti konsantresi |
Concentrate for oral/ rectal solution | Oral/ rektal çözelti konsantresi |
Concentrate for peritoneal dialysis solution | Periton diyaliz çözeltisi konsantresi |
Concentrate for solution for intravesical use | Mesane içine uygulanan çözelti konsantresi |
Concentrate for suspension for infusion | İnfüzyonluk süspansiyon konsantresi |
Cutaneous and nasal ointment | Deri ve burun merhemi |
Cutaneous spray, ointment | Deri spreyi, merhem |
Dental paste | Diş patı |
Ear/eye drops, solution | Kulak / göz damlası, çözelti |
Ear/eye oinment | Kulak / göz merhemi |
Ear/eye/nose drops, solution | Kulak / göz / burun damlası, çözelti |
Emulsion for injection/infusion | Enjeksiyonluk / infüzyonluk emülsiyon |
Endosinusal wash, suspension | Sinüs içi yıkama süspansiyonu |
Eye drops, powder and solvent for solution | Göz damlası, çözelti tozu ve çözücüsü |
Gargle/mouth wash | Gargara / ağız yıkama suyu |
Gastro-resistant coated tablet | Enterik kaplı tablet |
Gastro-resistant granules for oral suspension | Oral süspansiyonluk enterik granül |
Granules and solvent for suspension for injection | Enjeksiyonluk süspansiyon granülü ve çözücüsü |
Granules for oral and rectal suspension | Oral ve rektal süspansiyon granülü |
Granules for oral drops, solution | Oral damla çözeltisi granülü |
Inhalation powder, tablet | İnhalasyon tozu, tablet |
Inhalation vapour, effervescent tablet | İnhalasyon buharı, efervesan tablet |
Inhalation vapour, emulsion | İnhalasyon buharı, emülsiyon |
Inhalation vapour, impregnated pad | İnhalasyon buharı, ilaçlı pet |
Liquefied gas for dental use | Dişe uygulanan sıvılaştırılmış gaz |
Modified-release film-coated tablet | Değiştirilmiş salımlı film kaplı tablet |
Modified-release granules for oral suspension | Değiştirilmiş salımlı oral süspansiyon granülü |
Nasal spray and oromucosal solution | Burun spreyi ve ağız mukozası çözeltisi |
Oral/rectal suspension | Oral / rektal süspansiyon |
Oromucosal patch | Ağız mukozası yaması |
Oromucosal/laryngopharyngeal solution/spray | Ağız mukozası / gırtlak-yutak çözeltisi / spreyi |
Pillules, single-dose container | Pilül, tek dozluk kap |
Powder and solvent for concentrate for solution for infusion | İnfüzyonluk çözelti konsantresi tozu ve çözücüsü |
Powder for concentrate for solution for infusion | İnfüzyonluk çözelti konsantresi tozu |
Powder and solvent for cutaneous solution | Deri çözeltisi tozu ve çözücüsü |
Powder and solvent for endosinusal solution | Sinüs içi çözeltisi tozu ve çözücüsü |
Powder and solvent for gingival gel | Diş eti jeli tozu ve çözücüsü |
Powder and solvent for instillation solution for intraocular use | Göz içine uygulanan damlatma çözelti tozu ve çözücüsü |
Powder and solvent for prolonged- release suspension for injection | Uzatılmış salımlı enjeksiyonluk süspansiyon tozu ve çözücüsü |
Powder for concentrate for haemodialysis solution, | Hemodiyaliz çözelti konsantresi tozu |
Powder for intravesical solution | Mesane içi çözeltisi tozu |
Powder for intravesical suspension | Mesane içi süspansiyon tozu |
Powder for mouth wash | Ağız yıkama tozu |
Powder for oral/ rectal suspension | Oral/ rektal süspansiyon tozu |
Powder for solution for injection or infusion | Enjeksiyonluk veya infüzyonluk çözelti tozu |
Powder for solution for intravesical use | Mesane içine uygulanan çözelti tozu |
Powder for solution for nasal spray | Burun spreyi çözeltisi tozu |
Prolonged-release granules for oral suspension | Uzatılmış salımlı oral süspansiyonluk granül |
Radiopharmaceutical precursor, solution | Radyofarmasötik öncül çözeltisi |
Solution for haemodialysis / haemofiltration | Hemodiyaliz / hemofiltrasyon çözeltisi |
Solution for infusion and oral solution | Oral çözelti ve infüzyonluk çözelti |
Solution for injection/infusion | Enjeksiyonluk / infüzyonluk çözelti |
Solution for intraperitoneal use | Periton içine uygulanan çözelti |
Suspension and effervescent granules for oral suspension | Oral süspansiyonluk efervesan granül ve süspansiyon |
Suspension for infusion | İnfüzyonluk süspansiyon |
Tablet and solvent for rectal suspension | Rektal süspansiyon tableti ve çözücüsü |
Tablet and powder for oral solution | Oral çözelti tablet ve tozu |
Tablet for oral suspension | Oral süspansiyon tableti |
Oral suspension for use in drinking water | İçme suyunda kullanılan oral süspansiyon |
Powder and solvent for dental gel | Diş jeli tozu ve çözücüsü |
Powder for use in drinking water | İçme suyunda kullanılan toz |
Powder for solution for intraocular irrigation | Göz içi yıkama çözeltisi tozu |
Solvent for solution for intraocular irrigation | Göz içi yıkama çözeltisi çözücüsü |
Solvent for solution for infusion | İnfüzyonluk çözelti çözücüsü |
Dispersion for injection | Enjeksiyonluk dispersiyon |
Gas and solvent for dispersion for injection/infusion | Enjeksiyonluk / infüzyonluk dispersiyon gaz ve çözücüsü |
Concentrate for solution for injection/infusion | Enjeksiyonluk / infüzyonluk çözelti konsantresi |
Powder and solvent for solution for injection/infusion | Enjeksiyonluk / İnfüzyonluk çözelti tozu ve çözücüsü |
Inhalation solution | İnhalasyon çözeltisi |
Oral drops, powder for suspension | Oral damla, süspansiyon tozu |
Cutaneous patch | Deri yaması |
Ophthalmic strip | Göz şeridi / bandı |
Pouch | Poşet / Torba |
Straw | Pipet |
Oromucosal powder in pouch | Poşet / torba içinde ağız mukozası tozu |
Suspension and solution for spray | Sprey için süspansiyon ve çözelti |
Inhaler | İnhalasyon aleti / İnhaler |
Implantation suspension | İmplantasyon süspansiyonu |
Concentrate for emulsion for infusion | İnfüzyonluk emülsiyon konsantresi |
Granules for use in drinking water | İçme suyunda kullanılabilir granül |
Herbal tea in bag | Poşette bitki çayı |
Intravitreal implant in applicator | Aplikatörde vitröz içi uygulama için implant |
Powder and solvent for dispersion for injection | Enjeksiyonluk dispersiyon toz ve çözücüsü |
Powder and solvent for solution for injection in pre-filled syringe | Kullanıma hazır enjektörde enjeksiyonluk çözelti toz ve çözücüsü |
Powder for implantation suspension | İmplantasyon süspansiyonu tozu |
Solution for infusion/injection in pre- filled syringe | Kullanıma hazır enjektörde infüzyonluk / enjeksiyonluk çözelti |
Solution for sealant | Kapatıcı çözeltisi |